İnceleme

Dying Light İnceleme

0

Neyse, dedik ya böyle ortada kalmışlık, bir direksiyon boşluğu oluşuyor diye. Bunu yaşatmayan oyunlar bellidir, gerçekten size orada hayatın yaşadığını hissettirebiliyorsa o oyun başarılıdır. Benim deneyimlediğim de yaşayan şehir Harran, tabiatı ve arsız zombileri, etrafta kargo pakedi düşsün de hacılayalım diye dolanan eşkiyaları ve sağda solda mahsur kalmış tiplemeleri ile gerçekten 10 numara bir halde karşımızda duruyor. Benim hatırladığım oyunlar arasında 24 saat kavramını en mantıklı ve gergin halde oyuna yansıtan Dying Light olmuş. Gece olunca tırım tırım görev yapmak ya da saklanıp sabahı beklemek gibi bir seçeneğimiz var. Hani yiyorsa git yap kardeşim görevini al sana iki kat Power iki kat Agility, hem daha hızlı hamle yap hem daha güçlü vur ama dikkatini çekersen de zombilerin acımazlar diyen bir yapı var. “Siz zaten yaşayan bir Harran’da fanisiniz, öyle çok aykırı davranır marjinallik yaparsanız tokatlanırsınız” lafını bi’ duymadığınız kalıyor.

Yükseklik korkunuz mu var? Aşarsınız hiç dert değil...

Yükseklik korkunuz mu var? Aşarsınız hiç dert değil…

 

Oyun ciddi anlamda efendi gibi kaçmadığınızda sıkışıp kaldığınız bir denkleme dönüşüyor. Sonunda da tabii ki kaybediyorsunuz. Ne oldu? Konuyu kaldırıp attığımızda bile hayatta kalma tadı kaybolmadı değil mi? Dying Light işte bu yüzden son dönemde benim gördüğüm en başarılı oyun. Görev koşturmacası olmasa bile sizi saldığı ortamda hayatta kalmanız için bir tek yemek yemediğiniz ve wc molası vermediğiniz kalıyor. Silahınız bozuluyor, dayak yedikçe medkit ihtiyacınız oluyor, araç gereçler için etraftaki ıvır zıvırları toplamanız gerekiyor.

Oyun boyunca zombilerin üzerinden sürekli bi sigara paketi çıkıyor. Hayır yani Bulgar’dan gelen kaçak sigaralardan içip zombi olmuş izlenimi var oyunda, hoş değil…

Bu kadar güzel yaratılmış ekosistem üzerine 3 deyince bırakıyoruz senaryoyu ve görevleri, hazır mıyız? 3! Of be… Cillop gibi oldu maşallah! Öhmz… Evet, bir takım gizli kapaklı işler için gönderildiğini düşündüğümüz ana karakterimiz Crane’in Harran’a inişiyle başlıyor herşey. Görevler üst üste açılıyor, alan görevleri etrafa saçılıyor, sizden bir şeyler isteyen yerli halkın isteklerine sıkıntılarına da kulak veriyorsunuz… Tam deli işi değil mi? Crane’in de pek akıllı olduğunu söyleyemeyiz. Oyunlarda genellikle ana görev serisi harici çoğu şey siz sadece oyalanın diye vardır. Böyle ağzınızı açık bırakacak mevzular çok patlamaz. Fakat Dying Light bu konuda da üzerine düşeni yapıyor. Etrafta görev veren her bireyin gerçekten birer derdi var. Manyağını mı ararsınız  yoksa onca zombinin arasında uyuşturucu ticareti yapanını mı? İnsanlık ölmüş bitmiş ikindiye cenazesi kalkacak kıvama gelmiş hala birileri şahsi çıkar peşinde… Neyse biz yine konuya dönelim.

İlker Karaş
Strateji oyunlarını sever. Sabaton ve WW2 dediğinizde akan sular durur.

Fiber Internet İçin Menzil Genişleten Çözümler

Previous article

Spotify Türkçe Müzik Arşivini Geliştiriyor

Next article

You may also like

More in İnceleme