Dying Light İnceleme

Grafikleri ve sesleri de anlatarak oyunun hoşuma gitmeyen kısmına geçebilirim. Görsel açıdan dehşet verici güzellikle. Böyle bir binanın tepesine çıkıyorsunuz ve batan güneşi izlemeye başlıyorsunuz. Sonra bir uyarı geliyor, “tüm dışarda yer alan kişilerin dikkatine, birazdan gece olacak ve dışarda sizin ifadenizi rahatlıkla alabilirler, zaman kötü kollayın kendinizi” anlamına gelen uyarı ile gecenin yaklaştığı bize bildiriliyor. Sonra gece oluyor, zifiri karanlık çöküyor.

Öyle böyle değil, karanlık denildiğinde akla ilk neresi gelir? En iyi örneği alın ve konumlayın. Halt etmiş diyorum size. Böyle bir grafiklerle ses ve ambiansı gece ile birleştirip kullanıcıya sunmak tam manasıyla bir delilik! Ama müptelası oluyorsunuz, geceleri turlayasınız geliyor Harran’da… Ara ara bahsettiğim gibi oyunda size sunulan ambians oldukça dolu. Elinizi kolunuzu sallayarak gezseniz bile size çok şey sunuyor. Haritanın birbiri ile benzer yerini pek göremedim. Şu kuleler dışında beni böyle irite eden bir şey olmadı. Kulelerin de birebir Far Cry’dan alınmış olması sadece canımı sıktı. Bir yerden sonra görev yapmak da sizi bayabilir, konu ne kadar dallanıp budaklansa size kocaman bir yapı sunsa bile (Season Pass’i de gelecek DLC’leri barındırıyor bilginiz olsun) görevlerden sıkılmanız olası.

Dedim ya, akıllısından çok delisi meşhur Harran’ın. Şu manyak da kendini kurtadam sanıyor.

İşte bu durumda da oyuna biraz ara verip, onu özlemeyi ve uzun süre etrafta ne varmış ne yokmuş diye kurcalamayı tercih edebilirsiniz. Biraz daha zorlasalar bir Fallout 3 olabilirmiş, denemelere devam. Belli mi olur, bunu yapan ekip kör olmazsa ilerde bize çok daha güzel işler çıkartabilir!

[taq_review]