İnceleme

Super Cane Magic ZERO İnceleme – Bol Yemekli Macera

0

Bir oyun karakteri düşünün, birçok şeyi yiyebiliyor, atabiliyor ve meteor geninden geliyor. Kafanız karıştı mı? Super Cane Magic ZERO’ya hoş geldiniz.

Aksiyon, RYO türündeki oyun ilk bakışta Castle Crashers ve Battleblock Theater ile oldukça benzerlik gösterse de bir süre sonra farklı rotaya kavuşuyor. Hikaye ve Arena modu bulunan oyunun hikaye modu 1-4 kişi, Arena modu ise 2-4 kişi ile oynanabiliyor. Dört farklı sınıf arasından seçim yaptıktan sonra hikaye moduna başlıyoruz. Bir meteor kraterinin içinde uyandığımız oyun, polisler tarafından hapse atılmamızla başlıyor.

Bu görsel ile kafanız karıştıysa daha hiçbir şey görmediniz.

Hikaye konusunda çok güzel anlatım dili kullanılmış. Çeşitli referanslar ve komik ögeleri birçok yerde bulabiliyorsunuz. Etraftaki NPC’lerin veya açıklama yazılarında bile, ufak nüanslar veya tebessüm ettirecek yazılar var. Bununla beraber, düşmanlarınız, kullandığınız eşyalar, fırlattığınız (yediğiniz?) nesneler bile yer yer saçmalıyor ve inanın bu tarz detaylara bayılacaksınız.

Spoiler olmaması açısından hikayeden pek örnek vermek istemiyorum, güzel yazıldığını ve merak uyandırdığını bilmeniz yeterli. Bölüm bölüm ilerleyen hikayelerin aralarında videolar yerine slayt gibi geçen görseller ve yazılı anlatım kullanılmış. Size verilen görevi tamamlamanız, düşmanlara ölmemeniz ve elinizdeki eşyaları belirli stratejiler ile kullanmanız gerekiyor. Ben uğraşamam, pat küt dalmak istiyorum diyorsanız merak etmeyin. Oyun strateji kısmında sizi oldukça esnek bırakıyor ve genelde hata affeden yapıya sahip.

Sadece arkadaki iki resim bile anlatımı özetlemeye yetiyor.

Oyunda ana iki işlevimiz var, yemek ve fırlatmak. Saldırı çeşitlerini bile fırlatmadan daha az kullanabiliyorsunuz. Oyunda bulunan kıyafet hariç her şeyi yiyebiliyorsunuz. HER ŞEYİ. Malzeme dolabından tutun da dilim karpuza kadar çok çeşitli kategoriye sahibiz. Tabii ki dolap yediğinizde canınız gidiyor, bomba yerseniz patlıyorsunuz. Aynı şekilde et yemek sizi güçlendirirken, Omega 3 takviyesi de size minik buff veriyor. Düşmanlar, belirli hasar aldıktan sonra sersemliyor, bu durumda düşmanları duvara doğru fırlatıp yok edebiliyorsunuz. Eğer bir düşman sersemleyip ayağa kalkabilirse, daha öfkeli ve tehlikeli oluyor.

Saldırdığımız düşmanlarda da oyunun genel mizacı devam ediyor. Çeşitli canavarların yanı sıra menzilli saldırıya sahip fidanlar, bitkiler ve diğer düşmanlarla mücadele ediyorsunuz. Düşmanlarla mücadele ederken, oyunun ilk eksisini de görüyorsunuz. Kontroller zor. Zor olmasın sebebi saldırının baktığınız yöne göre yapılması. Pratikte iyi çalışan bu mekanik, ortalık karıştığında biraz sorun çıkarabiliyor. Özellikle Gamepad kullanırken iki analogu da iyi kullanmanız gerekiyor.

Elimde cetvel ve kartondan bir kalkan ile bana yaprak fırlatan bir ağaçla dövüşüyorum. Çünkü neden olmasın?

Oyunun grafikleri gayet yerinde ve bekleneni veriyor. Animasyonlar da güzel. Ancak maalesef atmosferi tamamlayacak ses konusunda aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Özellikle bölüm sesleri, kendini çok tekrar ediyor. Bölümlerin dizaynı çok zorlayıcı olmasa da sürekli bir şeyleri kırıp döktüğünüz için zaman alabiliyor. Bu durumda oyunun seslerini kapatıp kendi listenizi açmak istemeniz olası.

Super Cane Magic ZERO’nun rol yapma kısmı ise çok iyi düşünülmüş. Oyunun başında “Hiçbir Şey Bilmediğimiz” bir alanken, ilerledikçe çeşitli yetenek ağaçları ve inanışları (bunlardan ilki bizim meteor geninden geldiğimiz) keşfediyoruz. Seviye atladıkça kazanılan yetenek puanları ile bu yetenek ağaçlarına yatırım yapabiliyorsunuz. Bu puanlar sonucunda Can, Saldırı, Ego gibi istatistikleri geliştirebiliyorsunuz. Bunun yanında eşyalardan elde ettiğiniz Saldırı Hızı, Fiziksel Defans gibi istatistikler ile karakterinizi özelleştirebiliyorsunuz. Aslında başta seçtiğiniz sınıflardaki ayrım burada ortaya çıkıyor.

“Tepeden düştüğümüze göre meteor olmalıyız” inancı, ilk yetenek ağacımız oluyor.

Oyunun eksilerinden biri de kayıt sistemi. Haritalar arası kayıt alan oyunda, eğer bir iki bölge geçip ara vermek isterseniz, görev ilerlemeleri hariç bütün ilerlemeyi kaybediyorsunuz. O yüzden bir oyun seansında en azından haritayı bitirebilecekseniz oynamak daha mantıklı. Tekrar oynanan bölümdeki düşmanlar ve objelerin yeri değişmediği için zaten bitirdiğiniz yeri tekrar geçmek biraz can sıkıyor. Ancak sandıktaki eşyalar rastgele belirlendiğinden dolayı tekrar oynarken daha iyi eşya bulmanız da mümkün.

Köpekler, keklerle birleşince baston oluyorlar, bunda anlamayacak ne var?

Performans kısmında sorun çıkarmayan oyun, bu konuda çok detaylı ayar penceresi de sunmuyor. Özellikle Castle Crashers veya Battleblock Theater’i daha önce sevdiyseniz, rol yapma oyunlarından hoşlanıyorsanız, Super Cane Magic ZERO’yu Steam üzerinden 31 TL’ye edinebilirsiniz.

 

Rage 2 (PC) İnceleme

 

Mehmet Nalçakan
Annesi Lara Croft oynarken yancı olmaktan buralara kadar geldi. Crash Bandicoot'taki gizli karakter veya Solid Snake'in bilinmeyen klonu olabilir.

MMD, Philips’in SmoothTouch’a Sahip Ekranını Tanıttı

Previous article

Call of Duty: Modern Warfare DirectX Raytracing Desteği Sunacak

Next article

You may also like

More in İnceleme