- 48paylaşım
- 47Facebook
- 1Twitter
Çok zaman oldu ben buralara inceleme yazmayalı. İş güç vs. derken fırsat kalmıyordu, çoğunlukla da incelemeleri Ceyda hazırlayıp bastığı için ben genelde oynayıp geçiyordum oyunları. Lakin bu defa öyle olmadı ve “Ubisoft ofisindeki videoları ben editledim, Assassin’s Creed Origins’i sen yazacaksın, hade” diyerek yazı başına gönderildim. Evet sevgili okur nasılsın? Biz de iyiyiz işte idare ediyoruz. Bildiğin gibi Assassin’s Creed Origins çıktı. Syndicate’ten sonra ibre ve çıta bambaşka yerlere çevrildi demiştik.
İşte bu çevirmenin karşılığında ortaya gerçekten muazzam bir oyun çıkmış. Geçtiğimiz aylarda oyunun neredeyse bitmiş halini Ubisoft ofisinde oynamış ve bu oyunun çok başka yerlere doğru kendini ve firmayı sürükleyeceğini de söylemiştik.
Oyun çıktı, MetaCritic üzerinde baktığınızda PC sürümü 84 üzeri bir puanlamaya sahip. Bu ne demek oluyor? AC serisinin kitle tarafından nasıl yorumlandığını Ubisoft’u biraz tanıyan herkes bilir. Ubisoft iyi bir fikir üretir, sonra o fikir grafiksel olarak çeşitli süreçlerden geçer ve ilk görünen ile ortaya çıkan arasında at gibi fark olur. Ötesi oyun çıkar bug’lardan geçilmez ve kitle 3 oda 1 salon sövüp firmaya nefret kusar.
Bu durum en tepe noktayı Unity ile yakalamıştı. Yani bir firma kendi bacağına nasıl sıkar kısmını görmüştük. Devamında Syndicate geldi ama o da AC serisinin karizmasını pek kurtaramadı. Aslına bakıldığında şehir mimarisi ve oyun keyfi olarak Unity iyi bir deneme, Syndicate ise nokta atışı yapımlardı.
“Peki ne istiyorsun be adam, ne emmeye ne gömmeye geliyorsun, laf çakıp durmaktan sıkılmıyorsun” deme noktasındasınız biliyorum, sağ ve sol kolunda “Nothing is true, everything is permitted” dövmesi taşıyan bir AC fanboyu olarak ben o kadar karamsar değilim, Unity’nin bile keyifli oyun olduğunu söylemiştim. Fakat gel gelelim bu yapımın Ubisoft egoistliği ile etrafa yaydığı aura ne yazık ki benim gibi herkesi düşündürtmüyor.
Şimdi bütün bunları bir kenara koyup Antik Mısır’ın ve yepyeni oyunun keyfini sürelim, Bu keyif aşamasında da sizlere yeni oyunla birlikte yaşadığım deneyimi aktarayım.
Bayek!
Yeni oyunun yeni karakterleri Bayek ve Aya bence muhteşem bir uyum sağlamışlar hikayeye. Hikaye zaten film gibi. Spartacus izliyoruz sanki, savaşıyorlar, sevişiyorlar, kafalar kelleler uçuyor vs. Hikayenin bu denli keyifli olmasını beklemiyordum. Özellikle AC 2’nin o romantik çapkın biraz da hınzır Ezio’sunu andıran, ama ara ara “adaletinize başlarım lan” çıkışı ile sert çocuğa dönüşen Bayek tam bir rol modeli. Medjai olması, adalet anlayışı ve kurguya enjekte edilme kısmı şahane.
Aya ise Syndicate’e göre çok daha kaliteli bir yan karakter. Yan karakter dediğime bakmayın Bayek ile oldukça sıkı dialoglara sahip. İkisi bir gibi oynuyorsunuz, romantik bağ sonucu bir mevzu olduğunda ister istemez Aya da aklınıza geliyor.
Origins bütün AC serisindeki en sert oyun diye düşünüyorum. Şiddet ve Erotizmin paçalardan aktığı, sinematografik olarak da serideki en farklı ve güçlü oyun diyebilirim. Bazı sahneler öyle bir açıdan alınmış ki, ister istemez film havası yakalanıyor oynarken. Belki de 2. AC filmi için böyle bir şey yapılmıştır, nerden bilelim değil mi ?
Bir diğer hoşuma giden kısım ise hikayenin şehire, daha doğrusu şehirlere dağılımı. NPC’lerin gerçeklik olgusu inanılmaz. 35 senelik esnaf gibi davranmaları ve yaşanmışlık hissiyatı müthiş. Bu bize oyunu oynarken ruhsuz bir çevrenin girdabından kurtarıyor (selam olsun sana Watch Dogs be, gerçi benden önce Origins Watch Dogs’a selam çakıyor oyunda… ne hala bilmiyor muydunuz Watch Dogs ile AC evrenlerinin birleşik olduğunu? Geçmiş olsun eheh).
Böylece bir yere fast travel yapmak yerine at sırtında ya da deniz araçları ile gitme isteği oluşuyor sizde. Çevre o kadar güzel ki, batan güneşler, denizden yansımalar, kum fırtınaları… anlayamıyorsunuz cidden. Bu durumu ölümsüzleştirmek için oyuna Fotoğraf modu konmuş. Şak diye basıp o kareyi ölümsüzleştiriyorsunuz.
Kılıçlar, kalkanlar
Hikayeden sonra biraz oynanış kısmına geçelim. Önceki oyunlarda denenmiş bir sistem vardı, karakterin eşyalarının değişebilir ve upgrade edilebilir olması. Bu oyunda o sistem elden geçiriliyor ve artık silahlar düşmanlardan, Boss savaşlarından düşüyor. Ya da siz gidip satın alıyor / upgrade ediyorsunuz. Bu sistemi Wildlands ve The Division’dan hatırlarsınız. Aslında bugüne kadar bu oyunda düşünülen çoğu şey The Division ve Wildlands’de denendi. “lan niye oynuyoruz o zaman biz bunu??!?!?” diye haklı bir isyan talebiniz olabilir, Ubisoft’un bu hamlesi son derece akıllıydı. Kitleyi AC serisine göre nispeten küçük oyunlarda denediler sistematik anlamda ve asıl büyük oyuna yedirdiler bu matematiği. Ve Allah sizi inandırsın Mısır’a gitsem kaybolmam bence! Gerçi Bolivya’ya da gitsem kaybolmam, Wildlands de deli gibi oynatmıştı kendini.
Günün sonunda bu eşya sistemi ve RPG öğeleri ile beslenen oynanış sizi şakada-şukada savaş ortamına sokuyor, Hop oku çekip koşan adama saplarken yandan gelene kalkanı yapıştırıyorsunuz. Dönüp aradan birine instant-kill hareketi yapıp oradan alacağınız enerji ile kıyma makinesi gibi dövüşmeye devam edebiliyorsunuz.
VE BURAYI KOCA KOCA YAZACAĞIM, ÖNCEKİ OYUNLARDA OLDUĞU GİBİ ARTIK DÜŞMANLAR MAL MAL SIRAYLA GELMİYOR. ŞİMDİ ANANI LACİVERTE BOYADIK İŞTE DİYEREK HEPBİRLİKTE GELİYORLAR.
Bazen dakikalarca kapışabiliyorsunuz o yüzden etrafta alarm çanı falan var mı onu kontrol edin, yoksa parmaklarınız ağrır.
İşe yarayan silahlar, aletler haricinde süs eşyası gibi toplamak isteyeceğiniz Outfit’ler de Unity’den sonra burada hayat buluyor. Çeşitli görevleri yaparak türlü türlü şeyi elde edebilirsiniz. Unity’de yer alan Outfit’lerin sergilenme kısmı harikaydı. Aynı şeyi bu yıl Gamescom 2017’de fuar alanında yapmışlar (gidemedik ama şu alttaki fotoya bakarken ne küfürler ettim tahmin bile edemezsiniz…)
Eşyaların türleri sizin level’ına göre yükselerek artıyor. 3 dala ayrılmış yetenek ağacı ile de harika bir oynanış bizi bekliyor. İster kavganın içinde, ister uzaktan isterseniz de sessizce işi bitirip devam edebiliyorsunuz.
Grafikler, Sesler
Bir Ubisoft oyunu olur da grafiği ve sesi eleştirmeden durur muyuz? Görsel anlamda yapım oldukça tatmin edici. Sesler desen sizi alıp Mısıra götürüyor. Şu Ubi’nin çözemediği bug konusu artık alışkanlık oldu bizde. 980M ekran kartlı laptopta en sonda FULL + FULL tabir ile oyunu rahat rahat oynarken GTX 1080 takılı sistemimde yapım takılıyordu ilk başlarda. Wildlands’de de oldu bu. Driver güncellemesi geldi sorun çözüldü sonra Ubi patch attı sistem yine taklaya geldi… Sonra Ubi de çözdü sanırım sorunu ki bu aralar sorun yaşamıyorum. Oyunu konsola şık yapacağız derken PC’cileri üzüyor Ubi, üzme bizi Ubi.
Grafiklerden devam edelim, çevre detayları ve şehir o kadar muhteşem yapılmış ki şehrin büyüklüğünü başka oyunla mukayese edemiyorsunuz. Biz ilk başta Wildlands’in haritasından büyük sandık, değilmiş. Etrafın doluluk hissiyatı o kadar iyi ki, siz orada kayboluyorsunuz manzarayı izlerken.
Bugüne kadar bir piramidin içini gezme şansım olmamıştı. Sağolsun Assassin’s Creed Origins muhteşem bir şekilde bize bunu sunuyor. Oyunun sanal dünya konsepti bu müze tarzı gezilere de olanak veriyor.
Assassin’s Creed Origins, Yenilikler ve gelecek eklentiler
Bu kısım aslında en heyecanlandığımız kısım. Çünkü Ashraf Ismail ile konuşurken de, onun haricinde orada sıkıştırdığımız Ubi ekibindeki arkadaşlarda da “ileri dönük” cümleler kuruluyordu. Oyunun yapısı değişti, Season Pass ile gelebilecek çoğu şey oyuna cuk diye oturacak kıvamda şu an. Ana hikayenin önünde doldurulabilecek bir çok mevzu var. Hepsinden öte Altair’dan daha güçlü olmasa bile karakteristik bir ikon karakter yaratıldı. Bu bize Altair’i unutturur mu? Hayır. Ama Watch Dogs 3 için sinyalleri yakar!
Ben şahsen oyunu çok beğendim. AC hayranı olarak ileride neler göreceğiz merak içindeyim. Oyunu almak isteyenler GamersGate sitesinden şuraya tıklayarak satın alabilirler. Hatta BlackFriday kapsamınde önceki AC oyunları da indirimde, sizde olmayanı da duruma göre alabilirsiniz.