İnceleme

Astro Bot: Rescue Mission İnceleme

0

Konu uzaylılar olunca kafamızda beliren isimler biraz farklıdır. Bu sefer sizi sevimli bir karakter olan Astro Bot ile tanıştıracağız ve kendisiyle PlayStation VR‘ın esrarengiz maceralarına yelken açacağız.

Oyunda sümüksü bir uzaylı tarafından gemimiz saldırıya uğruyor. Bu noktada diğer bot’lar bize Dünya’nın dört bir yanından yardım etmeye başlıyorlar. Amacımız gemimizi tamir etmek ve yoldaşlarımızı kurtarmak.

Astro Bot: Rescue Mission ile görevlerde beş farklı dünyaya seyahat ediyor ve her birinde de 20 farklı görev var. Bu da her dünyadan 20 yoldaş kurtaracağız demek oluyor. Oyundaki VR kısmında özellikle kamera açılarının pürüzsüzlüğü gözden kaçmıyor. Bazı gözler hassastır veya VR size göre değildir diye düşünebilirsiniz ancak Astro Bot, bu noktada oyuncunun istediğini veriyor.

VR gözlükleri taktığınız an keşif moduna o kadar hızlı alışıyorsunuz ki aman dikkat etrafınızın yeterince boş olduğundan emin olun. Kurtarma görevleri sırasında VR başlığına layık olduğunu kanıtlayan Astro Bot, tek bir perspektife sahip değil.

VR kısmında genelde görsel anlamda çabuk yorulursunuz. Bu noktada Astro Bot keşfedilmeyi bekleyen birçok sırla dolu. Köprülerin altından geçecek, köşe bucak didik didik gezecek ve hatta kimi zaman futbol bile oynayacaksınız. Futbol kısmında oldukça ciddiyim. Bir noktada boss’lardan bir tanesi futbol oynamanızı ve toptaki yeteneklerini ölçmek istiyor.

VR kullanımdaki diğer güzel nokta ise gamepad. Şöyle ki DualShock 4, oyundaki önemli rollerden birini üstleniyor. Kurtardığınız botlar açıldığında touchpad’e uçuyorlar ve touchpad’i kaydırarak ninja-fırlatma yıldızları gibi efektli çekebiliyoruz.

Bunların dışında gamepad’imiz oyunda zaman harcadıkça kendi yeteneklerine kavuşuyor. Kurtardığımız her bot, bize deneyim puanı kazandırıyor. Su topu, belli noktalara tutunup sallanabilmemizde yardımcı olabilecek sarmaşık ve dahası. Her silah, tabii ki düşmanlara karşı avantaj demek. Üzücü olan ise bazı silahları sadece belli görevlerde kullanabiliyoruz.

Biraz Astro karakterine odaklanacak olursak, kontrollerimiz zıplamak ve yumruklarımızı kullanmak dışına pek çıkmıyor. Tabii her gezimiz bizi ormanlık alanlara, lanetli mezarlıklara, su altına veya gizemli volkanik dağlara sürükleyebiliyor. Genel anlamda oyun aslında oldukça basit ve belki tuhaf olacak ama Mario kadar da tek düze, ek olarak eğlenceli noktasının şekil bulmuş hali. Oradan oraya zıplıyor, bot’ları kurtarıyor ve silahlarımızla türlü türlü bitki örtüsünü keşfediyoruz. Hatta bir noktada gizli seviyelere ulaşmak bile mümkün, sadece doğru yere doğru zamanda bakmak gerek.

Astro Bot, “şeytan ayrıntıda gizlidir” kafasını çok iyi yaşatıyor. Kurtarmamız gereken bot’lar daha oyunun başında bile bize göz kırpıyor. Önemli olan nereye bakmamız gerektiğini bilmek. Gizlenmiş duvarların arkası hatta ayağınızın dibinde bile olmaları mümkün. Tam 200, her görevin içinde de 8 tane bot bulunmayı bekliyor. Ayrıca her görevde gizli bukalemun gibi gizlenmiş başka dostlarda bizi bekliyor. Eğer bukalemunu bulursanız 20 özel görev daha açılıyor. Açıkçası bir noktadan sonra kurtarma görevleri sıkıcı hale gelebiliyor, zorlamak amacıyla bukalemunu bulmaya zaman harcayabilirsiniz.

Astro Bot’un tuhaf noktalarından biri de her şeyin ona göre fazla büyük olmalı. VR noktasında her şey fazla büyük modellenmese işler daha kolay olabilirdi elbet. Kısacası eğlenceli PSVR oyunu arıyorsanız, doğru adrestesiniz. Ancak unutmayın ki bütün amaç sadece eğlence. Çok zorlu olmasa da kurtarma bot’ları kurtarma görevleri, bukalemunu arayış, farklı gezegenlerdeki grafik detayları gayet hoş. Kişisel olarak VR kısmında biraz korkak davranan bir insanım ve itiraf etmeliyim ki son zamanlarda çılgınlar gibi eğlendiğim, sıkıntısız, baş ağrısız zaman geçirdiğim oyunlardan biri oldu.

Oyunda ilgili birkaç ipucu vermekten de geri kalmayalım. Kayıp bot’lar her yerde olabilirler, keşif kısmına iyi odaklanın. Oyunu daha iyi deneyimleyebilmek adına etrafınızdaki ışığın fazla parlak olmamasına dikkat edin. Kameraya olan uzaklığınızın en az 2 metre olması da önemli konulardan. Son önemli konulardan ise gamepad’in güç seviyesi. Güç azalınca oyunda ufak tefek takılmalar olabiliyor. İyi eğlenceler!

Marvel’s Spider-Man İnceleme
Ceyda Doğan Karaş
86 doğumlu. Evli, mutlu, Tauren'li. Star Wars, Doctor Who, Yu-Gi-Oh ve Blizzard delisi. 93'ten beri video oyunlarıyla fazla uğraşıyor ve hayatı onların üzerine şekilleniyor. Korku, macera, psikoloji kitap ve animelerine bayılıyor. Koyu Beşiktaş taraftarı ve cosplay organizatörü. Ayrıca cosplay, vazgeçemediği hobilerinden sadece birisi.

DC Evreni’nden Genç Kahramanlar Netflix’e Geliyor: Titans

Previous article

TP-Link’ten Hibrid Ev WiFi Sistemi: Deco P7

Next article

You may also like

More in İnceleme