İnceleme

Jump Force İnceleme

0

Fikir olarak yüzlerce oyuncuyu heyecana boğan Spike Chunsoft, Bandai Namco ile bir araya geldi. Karşınızda Jump Force incelemesi.

Her birimizin çocukluğuna dokunan ve hala milyonların takip ettiği üç isim: Goku, Naruto ve Luffy. Bazılarından nefret ederken, bazılarını çok seviyoruz veya ortak noktada hepsine tapıyoruz. Konu anime olunca birçok karakteri aynı evrende görmek pek tabii ki hepimizin heyecanlanmasına neden oluyor ve en önemlisi hikaye katmanında nelerin olacağını merak ediyoruz. Size kötü bir haberim var: Jump Force, ne yazık ki birçok noktada sınıfta kalmaya mahkum.

Jump Force Konusu

Dövüş oyunu olması, derinlemesine hikayenin doğal olarak geri planda kalması demek. Hikayemiz, Frieza ve onun yandaş kötülerinin manga evrenleri arasında yarattığı kaosu konu alıyor. Dünyamızı istila etmeye kararlı kötüleri pataklama görevini de Goku, Luffy ve Naruto üstlenir. Bu noktada Frieza, ağzımıza iki tane çakar ve Trunks, günü kurtarır. Oyunun ilk birkaç dakikasında karakterimizi yaratırız ve kendimizi Trunks ile birlikte gizli bir üste buluruz.

Kötü karakterlerimizin tamamına Venom adı verilmiştir ve onların böyle sapık gibi herkese saldırmasının nedeni “Umbra Cube”lerdir. Bu küpler insanların beyinlerini yıkarken, onları aynı zamanda inanılmaz güçlendirir. Kullanılan güçler arasında da anime ve mangadaki karakterlerinin yeteneklerini kopyalar. Hayatımız tehlikeye girince benzer bir küp bizim üzerimizde de kullanılır ancak “saf kalbimiz” bizi bir kahraman olarak hayata geri döndürür.

Peki kötüleri eski haline çevirmek için ya da yok etmek için ne yapmalıyız? Onların ağzına kürekle vurmalıyız. Görevler sırasında denk geleceğimiz karakterlerin çoğu bu kötü küp tarafından kontrol ediliyor ve biz de onları döverek, “kendine gel dostum!” edasıyla tokatlıyoruz.

Jump Force’un En Büyük Sorunu

Yazının başında hevesinizi kırmayı hiç istemiyorum ancak bazı gerçeklerden kaçılmaz. Oyunun animasyonlarına sıfır özen gösterilmiş ve belli ki Spike Chunsoft, dersine hiç çalışmamış. Unreal Engine teknolojisiyle geliştirilen oyunun özü, fikir olarak başarılı ve oldukça popüler karakterler bir araya getirilirken, sadece oynanışa odaklanılmış olması çok üzücü. Hikayeyi geride tutan olay, tamamen animasyonun özentisiz ve duygusuz olması. Karakterlerin vücut hareketleri, mimikleri ve seslendirmesi mermer gibi düz.

Kaynak malzeme göz önüne alındığında manga mirasının böylesine çarpık görünmesi insanı üzüyor. PlayStation 4 Pro platformunda deneyimlediğim oyunun her ara sinematikte veya boş sessiz diyalogların aktığı sahnelerde “engellenen sahneye girdiğiniz için oyun kaydı durduruldu” uyarısını vermesi inanılmaz rahatsız ediciydi. Oyunun ortasında pat diye koca koca uyarı geliyor, iki saniye sonra geçiyor. 2 dakika dövüşüyorsunuz ve ara sinematik girince yine uyarı geliyor, dövüş devam ederken yine uyarı çıkıyor… Kısacası zincirleme uyarı ve sinematik sorunu, oyundaki hevesinizi kırmaya yetiyor.

Jump Force Görevler

Jump Force tarafından kurtarıldıktan sonra Trunks, bizi ana üsse götürüyor. Burada tüm yaşananlar anlatılıyor ve bize üç takımdan birine girmemiz isteniyor. Ana üste: alışveriş dükkanları, görev merkezleri, offline/online savaşlar ve kimi zaman diğer oyunculara denk geldiğimiz odalar yer alıyor.

Görevler, NPC’lerden alınıyor ve 4 kategoriye ayrılıyorlar. Free Missions, istediğiniz zaman belli görevleri barındırıyorlar. Mesela “ekipte Naruto varken 60 saniyede rakibini yen” gibi. Extra Missions da benzer konulardan ancak daha zorlu görevlerden oluşuyor. Key Missions ise hikaye görevleri.

Alışveriş yani Shops, karakterinizi şekillendirmenize yardımcı oluyor. Bu noktada oyunda yer alan tüm karakterlerin gizli yeteneklerini karakterinize uygulayabiliyorsunuz. Tabii yetenekleri satın almak için oyun içi paraya ihtiyacınız var. Bunun için bol bol görev yapmalı ve çoğunda da başarılı olmalısınız.

Hikaye görevlerini tekrar etme gibi bir şansınız yok ancak diğer görevlerde en iyi notu tutturana kadar tekrarlayabilirsiniz. Ne kadar başarılı olursanız, o kadar oyun içi para kazanıyorsunuz ve karakterinize dilerseniz kozmetik anlamda da kostümler alabiliyorsunuz.

Jump Force Oynanış

Dövüş mekaniklerinde her şey oldukça basit düşünülmüş. Çoğunlukla kare ve üçgen tuşlarıyla zaman geçiriyorsunuz. Daha fazla hasar vermek için bu tuşlara basılı tutarak, rakibin savunmasını devirmek mümkün. Oyunun belki de en ve tek tatlı kısmı da burası; dövüş haritasında kocaman bir alandayız, istediğimiz yere uçuyor ve yerdeki koca kayaları parçalayabiliyoruz. Göze oldukça güzel göründüğünü itiraf etmek gerek.

Özel yeteneklerimizi R2 tuşuna basılı tutarken kare, üçgen ve yuvarlağa basarak kullanıyoruz. Ancak “Awakening” saldırımız için biraz dayak yemek ve X tuşuna basmak gerekiyor. Tabii buna ek olarak doldurmamız gereken sayacımızı da unutmamak gerek. Dragon Ball serilerinden hakim olduğumuz R2 tuşuna tek başına basılı tutarak gücümüzü toplayıp (mobility gauge), yeteneklerimizi kullanabiliyoruz. “Awakening” saldırılar mükemmel görünüyor. Koca kılıçlar, yıldırımların dans ettiği hızlı detaylar, ateş topları derken her karakterin özel gücü muazzam.

Rakibimizin üzerine yavaş koşmak yerine ani hızla da saldırabiliyoruz. Bu da tamamen taktiksel oynanışınıza göre değişir. Daha saldırganca ve düşmanı sıkıştırmak mı isterseniz, yoksa savunma odaklı ancak yüksek hasar mı kullanırsınız? Seçim sizin.

Savaş sisteminden sıkılmak oldukça zor. Kombolar havada uçarken bazı dövüşler gerçekten can yakıyor ve kazanmak da uzun sürebiliyor. Rakibi ve kullandığı güçleri kimi zaman tahmin etmek imkansız, bu da oyunu daha heyecanlı hale getiriyor. Tabii genellikle dövüşleri kazanmak basit. Doğru zamanda, doğru savunmayı yapmak yeterli.

Seviye sistemine sahip olan oyunun her karaktere özel bazı yükselişleri var. Mesela kiminin dayanma gücü fazla, kimisi daha hızlı ancak oynanışta karakteri iyi tanıyorsanız, bu özelliklerin pek artısı olmuyor.

Jump Force, Satın Almaya Değer Mi?

Birçok manga ve anime severin kafasındaki soru: oyun, parasının hakkını veriyor mu?

Jump Force, çok fazla teknik soruna boğulmuş durumda. Sürekli aynı ipuçlarını verirken, çeşitlilik anlamında avatarınızı süslemek için saatlerinizi harcamanıza gerek yok. Başta yarattığınız karakteri sonradan düzenleme seçeneğinin verilmesi hoş bir dokunuş olmuş. Dövüş mekaniklerinde eğleneceğiniz kesin ve bir sonraki rakibi görmek veya yeni karakteri denemek için sabırsızlanıyorsunuz. Hatta kendi karakterinize eklediğiniz yeteneklerle eğlenceyi ikiye katlıyorsunuz.

Oyunun her haritası özenle hazırlanmış ve şık detaylarla süslenmiş. O haritanın, karşılaştığınız rakibe ait olduğunu hemen anlıyorsunuz. Gönül isterdi ki Shonen Jump’ın 50. yıl dönümü kutlaması, böylesine hüsran dolu olmasaydı. Bir dövüş oyunu olarak birkaç saat sizi eğlendirir ancak hikaye noktasında sadece oyuna özel belli karakterler yaratılmış olsa bile, yeterince başarılı olmadığı gerçeğini kabul etmek gerek. Dövüş kısmında her şey tatmin ediciyken, animasyonlar ve sunum fazla başarısız. İndirim bekleyip, sonrasında oyuna şans verebilirsiniz.

Far Cry New Dawn İnceleme
Ceyda Doğan Karaş
86 doğumlu. Evli, mutlu, Tauren'li. Star Wars, Doctor Who, Yu-Gi-Oh ve Blizzard delisi. 93'ten beri video oyunlarıyla fazla uğraşıyor ve hayatı onların üzerine şekilleniyor. Korku, macera, psikoloji kitap ve animelerine bayılıyor. Koyu Beşiktaş taraftarı ve cosplay organizatörü. Ayrıca cosplay, vazgeçemediği hobilerinden sadece birisi.

Soulcalibur VI İçin Üçüncü DLC Çıktı

Previous article

Nintendo Amerika Başkanı Reggie Fils-Aime Emekli Oluyor

Next article

You may also like

More in İnceleme