By 
- 26paylaşım
- 26Facebook
- 0Twitter
Konu zombiler olunca işin rengi değişir kafasındaki oyunculardansanız, bu yazımızda sizi biraz üzeceğim. Night of the Comet, Dawn of the Dead, The Walking Dead, Day of the Dead, Resident Evil, 28 Days Later, Shaun of the Dead, Zombieland, Train to Busan ve daha fazlasını barındıran birçok zombi yapımı doğal olarak oyunlardaki yerini de aldı. Kimisini Call of Duty gibi oyunlarda ayrı modlanmış olarak bulduk, kimisi batışa sürüklenen Telltale Games’in macera türüyle bütünleşti. Özünde tam olarak istediğini veremeyen de var, mükemmel olan da. OVERKILL’s The Walking Dead ise muazzam sinematiklerle süslenmiş, sağ gösterip vurmaya tenezzül bile edemeyen FPS oyunlarından.
Overkill Software, bazı konularda inadından vazgeçmiyor. Olayı ısrarla Letft 4 Dead konusuna bağlayıp duruyor. Payday kısmında zombilerin yerini polisler almıştı, şimdi ise bu mantığı OVERKILL’s The Walking Dead’e yedirmeye çalışmış. Fark ise kamp mantığını eklemek, kozmetik kısmını süslemek ve biraz daha grafikle oynamak o kadar.
Bazı şeyler olmaz. Konu şu ki harcanan emek ortadadır, fikir başarılıdır ancak bir şeyler ters gider ve olduramazsınız. OVERKILL’s The Walking Dead, gerek bağlantı, gerekse teknik problemleri yüzünden pek de iyi anılmamaya başladı bile. Gittiğimiz yolda ödüllendirici sistemle baş başa bile olsa karmaşa o kadar hızlı yükseliyor ki istesek de oyundan zevk alamaz hale geliyoruz.
Hikaye
Aiden, Maya, Grant ve Heather ile kıyamet sonrası dünyada hayatta kalmaya çalışıyoruz. Robert Kirkman’ın orijinal çizgi romanından esinlenerek hayat bulan oyunumuz, bizi Washington D.C.’ye götürüyor. Senaryo The Walking Dead evreniyle aynı çizgide ilerliyor. Hikaye fazla sığ ilerlese de “sağolsun” yapımcı firma, bir karakter hakkında sürpriz sonuyla mutlu etmeyi başarmış.
Oynanış
OVERKILL’s The Walking Dead, bizi 4 kişilik co-op oynanışa mahkum ediyor. Mahkum ediyor diyorum çünkü yapay zeka mantığı sadece zombilerde mevcut. Geliyorlar veya duruyorlar, kesiyoruz falan. The Walking Dead evreninden kontrol edilebilen dört karakterden birini seçerek FPS bakış açısında ilerleyen hayatta kalma oyunumuz, tıpkı dizide olduğu gibi belli vahşi sahnelerle karşımıza çıkıyor. Takım olarak hareket etmek ve kampımızı da korumak zorundayız.
Mantık olarak her şey OVERKILL’s The Walking Dead’de güzel. Şöyle ki zombiler var, TWD evrenindeki karakterler, kamp mantığı vs. derken türünü seven her oyuncunun hayran olabileceği oyunlardan. Ancak (geçen şuraya yine bir “ancak” koyuyorum) gelin görün ki dört kişilik oynanış kısmında tüm dengeler alt üst oluyor.
Öncelikle oyundaki eşleştirme çok ayarsız. Yükleme süresi uzun ve genelde eşleştirme kısmı başarısız olup, tek başınıza kaldığınızda görevi tamamlayamıyorsunuz çünkü oyunda “takım olarak” takılmak zorundasınız. Tıpkı Left 4 Dead’de olduğu gibi dört kişilik ekipken birbirinizi kollayabiliyor, “hunter” suratınıza atladığında takım arkadaşınız poponuzu kurtarabiliyor. Aynı durum OVERKILL’s The Walking Dead için de geçerli.
Bazı noktalarda eşleşme başarısız olduğunda ve yalnız kaldığınızda oyundaki yükleme ekranının uzunluğu, teknik bir hata veriyor ve oyunu kapatıyor. Bu da kafadan 30 dakika kaybetmenize neden oluyor. Kişisel olarak ne zaman eşleşme kısmında başarılı olsam asla görevin başından başlayamadım. Ya görev tamamlanmak üzereyken ya da millet “yardım etsene ulan aloooo!” diye zombilerin ziyafet çektiği zamanlarda kendimi harita ortasında buldum.
Düşmanlarımız çok zeki yaratıklar değiller, malum adamlar zombi zaten fazlasını beklemek pek mantıklı olmaz. Onların da belli güçleri var, kimisi sadece boş boş hedefine yürüyor, kimisi patlıyor, kimisi zıplıyor. Diğer düşman çeşidi olan “insanlar” oyuna ayrı renk katmış tabii ancak onların da zombilerden pek farkı yok. Zıplayıp, patlamıyorlar tabii ama bayağı “embesiller”.
Oynanış kısmında haritalara göre bizi belli görevler bekliyor. Kampımızı korumak, düşman hattına girip su arıtıcımızı geri almak veya intikam peşinde koşmak gibi. Bu görevlerde bulunduğumuz alanı belli malzemelerle korumak, kapıları kontrol etmek, mermilerimizi sık sık tamamlamak gibi ufak tefek mini vazifelerle idare ediyoruz.
Silahlar ve Karakterler
Unreal Engine teknolojisiyle geliştirilen oyunda her karakterin kendine has özelliği var. Bu özelliklere göre takımda hareket etmek gerekiyor. Kimisi daha tank özelliğiyle dayanıklı iken kimisi oldukça sessiz düşmanı yok edebiliyor.
OVERKILL’s The Walking Dead’deki diğer sıkıntı yaratan nokta ise vuruş hissinin bayağı kötü olması. Kötü de değil, yok. Beysbol sopası ve pala fark etmez özellikle yakından vuran silahlar hayal kırıklığı yaratıyor. Bazı görevlerde boş boş kapı önünde durup, zombilerin üzerinize gelmesini beklerken sağa sola sopayı savurduğunuzda tam olarak ne demek istediğimi anlayacaksınız (tabii oyunu satın alırsanız, kısmet nasip).
Gizliliği ve sessizliğiyle öne çıkan karakterlerimiz mevcut ama o oynanışa izin veren ortam bulmak bayağı zor. Sonuçta insan da olsa zombi de fark etmez genelde grup halindeki düşmanlarla karşılaşıyoruz, öyle noktalarda bekliyorlar da gizlilik kısmını kullanmak neredeyse imkansız. Sessizlik, pek ortama ayak uyduran seçimlerden değil.
Ne zaman ki gürleyen bir ses duydunuz, anlayın ki zombi dalgası üzerinize geliyor. O anda silahları hazırlamak ve sırt sırta vererek, bandajları doğru zamanda kullanmak üzere hazırda beklemek gerekiyor. Olur da öldünüz diyelim, uzun sürecek olan bekleyişe hazır olun.
Karakterlerin kendi seviye sistemleri ve yetenek ağaçları var. Her seviye atladığımızda belli yetenekleri veriyor ve karakterimizi daha güçlü hale getiriyoruz. Ek olarak karakterlerin silahlarında ve kostümlerinde de değişiklikler yapabiliyoruz. Mesela Aiden daha dayanıklı bir karakter ve elinde pompalı tüfek, beysbol sopasıyla oyuna başlıyor. Dilersek bu silahları değiştirip kendisine arbalet verebiliyoruz (pek tavsiye etmiyorum, adam sopayla “laps” diye vuruyor, temiz gömüyor).
Kampınıza Sahip Çıkın
Görev seçerek ilerlemenin yanında kamp alanını da geliştirmek gerekiyor. Harcamalar, ihtiyaçlar dengeli ilerlemek zorunda ki gerginlik yaşanmasın. Ayrıca kurtardığımız adamları alternatif görevlere yollayabiliyoruz. Dış görevler yerine kamp alanında da adamları kullanmak mümkün. Kampı geliştirdikçe bayağı işimize yarayan bonuslar kazanıyoruz ve çok çeşitli silah modifikasyonuna da ulaşabiliyoruz. Açıkçası oyundaki tek güzel detay, kamp konusu olmuş. En azından oyunda daha fazla zaman geçirmenizi sağlıyor. Tabii hala geliştirilmesi ve çeşitlilik katılması gereken noktalar var.
Kamp geliştikçe, karakterlerin görevlerdeki mantığını algılamak kolaylaşıyor. Böylece kampın ve karakterlerin büyümesi, görevlerin anlam kazanmasını sağlıyor. Tabii o noktaya gelene kadar oyundan baymanız da bir ihtimal. “Sabretsem de bir şans versem mi, yok boşver hemen iade edeyim” çizgisi arasında çok sık gidip gelmeniz mümkün.
Şimdilik…
OVERKILL’s The Walking Dead, yolun başındaymış gibi henüz tamamlanamamış oyunlardan. Teknik sıkıntısı o kadar fazla ki ardında sakladığı eğlenceli oynanışa bir türlü ayak uyduramıyorsunuz. Yeni görevler, silahlar, haritalar gelecek şeklinde planlar var ama o zamana kadar yolu uzun. Oyunun temeldeki görev sisteminin yeniden işlenmesi şart. Kamptaki karakterlerin konuşmalarıyla alakasız dudak hareketleri mi dersiniz, vuruş hissinin olmaması mı yoksa grup halinde oynamak zorunda bırakılıp adam bulamamak mı dersiniz sorun çok. En azından gerçek oyuncu bulamadığında oyunun kendi karakterlerini yapay zekada yanımıza koyması, oynanıştaki eksikliği “az da olsa” tamamlayabilir.
Özünde baktığımızda co-op zombi oyunu denildiğinde türünü sevenler için umut vaat ediyormuş gibi görünüyor. Hayatta kalmaya çalışmak, arkadaşlarımızla yan yana kapışmak, birbirinize yardımcı olmak, kamp geliştirmek falan derken böyle şeyler bayağı cezbedici. Ama yerinizde olsam ya büyük bir indirim beklerim ya da hiç bulaşmam. 92 TL, şimdilik bu oyuna fazla.
