- 24paylaşım
- 24Facebook
- 0Twitter
Korku türüne merakı olanlar klasikleşmiş korku oyunlarını her zaman severler. Oyunun kısa veya uzun olması önemli değildir. Etkileyiciliği, atmosferi ve tüyleri diken diken eden zorlu seçimleri… Çoğaltılabilecek çok fazla bahaneyle bu isimler arasında eklenen Resident Evil 2, 1998 yılının hayatta kalma temalı efsanelerinden biriydi. Hala “en hızlı ben bitirmeliyim” coşkusuyla kasıp kavrulan oyuncular tarafından hedeflenmeye devam ediyor. Yıl oldu 2019, bu sefer yenilenmiş haliyle Resident Evil 2’yle baş başayız. Devam etmeden oyunun +18 yaş kitlesine hitap ettiğini de belirtelim.
Bazı oyunlar özeldir. Tekil veya seri olmasından çok kalbinizi kıpır kıpır eden detaylarla süslü olması önemlidir. RE serisi, dördüncü oyundan itibaren gerilemeye başlasa da sadece zombi oyunu olmasıyla değil, ilginç hikayesi ve gelişmeleriyle de sevilen isimlerdendir. Filmlerini kıyaslamaya almak bile istemiyorum ancak onların da kendi tadında güzellikleri var. Aradan geçen çok uzun zaman sonra Resident Evil 2, yeni nesil platformlardaki yerini aldı.
Remake jenerasyonu gün geçtikçe artıyor. Şikayetçi gibi görünmek yanlış olur, malum eski oyunların bal dök yala kalitesinde grafiğe ulaşması hepimizin hoşuna gidiyor. Olay, sadece grafikten ibaret olsaydı belki de bana katılırdınız ancak olmadığını çok iyi biliyorsunuz. Resident Evil 2, daha önce oynayanlar için bize orijinal bir hikaye sunmuyor ancak onları dallandırmaktan da geri kalmıyor.
Daha ilk açılış sahnesiyle birlikte RE2, sizi yerinize çivilemekten geri kalmıyor. Leon veya Claire’in hikayelerinden birini seçiyoruz ve ikisi de belli bulmacalar dışında hemen hemen aynı yolun yolcusu. Hikayemiz benzin istasyonunda başlıyor ve karanlığın içerisinde ilerlerken sessizliği bozan çığlıklar Raccoon Şehri’nden yükselmeye başlıyor. Sonrasını az çok tahmin ediyorsunuzdur. Zombilerin cirit attığı Raccoon Şehri’nde hayatta kalmak ve bazı cevapları bulmak üzere kendimizi Polis Departmanı’na atıyoruz.
Uzak geçmişte olduğumuzu hesaba katarak Leon Kennedy’nin gençliğinde olduğumuzun gerçeğini kabul etmek zorundayız. Tecrübesiz bir çaylak olmasının yanında başa çıkmaya hazır olmadığı bir tehditle karşı karşıya. Diğer yandan Claire Redfield ise gözü pek, olaylara korkusuzca yaklaşıyor, ihtiyacı olanlara yardım etmekten geri kalmıyor ve Umbrella Şirketi’nin neyin peşinde olduğunu görmek için de istekli. Her şekilde iki karakterin çizdiği yol aynı olsa da rolleri farklı, bu da ilginç deneyimleri yaşamamızı sağlıyor. Gerek karakter mimikleri olsun, gerekse vücut dilleri RE2’de hissiyatı çok iyi yansıtıyor.
Tek kahramanlarımız Leon ve Claire değil. Spoiler olmaması adına karşınıza çıkacak karakterlere bu yazıda yer vermeyi düşünmüyorum ancak bazılarını kontrol etme şansına eriştiğinizi bilmek yeterince heyecan yaratacaktır.
Orijinal seriyi oynayanlar, oyunun remake versiyonundaki mekanların çoğunu tanıyacaklar. Tabii efsane düzeyde güzelleştirilmiş grafik buna eklenince, “hayatta mı kalsam yoksa etrafa bir göz mü atsam” kafasını sık sık yaşıyorsunuz. Benden tavsiye, her şeyi kurcalamayın, en azından bir süre. Raccoon Şehri Polis Departmanı, Umbrella NEST Laboratuarlarının yanında karanlık, nemli lağım kanallarının tümü orijinal oyundan birebir şekilde remake’e yedirilmiş ve tasarım, bunun yepyeni bir oyun gibi görünmesini sağlayacak kadar da güzelleştirilmiş.
Karşı karşıya gelmek zorunda kalacağımız zombiler ve boss savaşlarını bir kenara bırakırsak, Raccoon Şehri Polis Departmanı keşfi inanılmaz bir his. Aradan geçen yıllardan sonra oyunun çılgınıysanız, kendinizi geçmişteki ipuçlarını ararken bulacaksınız.
Grafik ve atmosfer noktasında her şey güzel de zombilerin tahmin edilemez davranışları çok fena. Tabii bunu iyi anlamda değerlendirebilirsiniz. Zombilerin bazıları tek mermi ile yere inmezken, kimisi farklı noktalardan saldırabiliyor. Yani oyunda birçok sürpriz bizi bekliyor ve bu da hayatta kalma noktasında zorluğu bir tık yukarı çıkartıyor. Ayrıca oyunun zorluk derecesine göre karşılaştığınız düşman ve bulmacalar da eş zamanlı olarak çileden çıkartabiliyor (yine iyi anlamda).
Orijinal RE2’deki silahlarımızın çoğuna kavuşuyoruz. Saklı yerlerde yer alan av tüfeği, el bombaları ve cephanelikler derken keşif noktasında anılarınızı tazelemek gerekebilir. Çok çeşitli olmasa da zombi beyni patlatmak hala eğlenceli, bazıları tek mermide düşmese de vuruş hissiyatı oldukça başarılı. Bazılarının tekrar uyanıp üzerinize geldiği zamanlar bile oluyor. Bu durumda mermilere dikkat demekten başka çare yok.
Oyundaki zorluk derecesini arttırdığınızda gerçek kaosla karşı karşıyasınız demektir. Güvende hissedeceğimiz odalara girdiğimizde ve daktilo başında oyunu kaydederken aklınıza “bu sefer çantadan neyi bıraksam” gelecek ve muhtemelen karar vermek imkansızlaşacak. Doğal olarak bazı önemli noktalara kendinizi tekrar giderken bulacaksınız.
Her bir hikayeyi tamamladıktan sonra yeni kilidi açıyoruz ve kendi başına heyecan verici başka bir eklentiyi deneyimleyebiliyoruz. Bu noktada seçilmiş bazı bulmacalar daha zor hale getirilirken, düşman yerleşimleri de karışıyor. “Gerçek sonu” ve diğer güzelliklerin kilidini açmak için bu yaklaşımı uygulamanız gerektiğini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Ek olarak oyunda açılabilir iki mod yer alıyor: 4th Survivor ve Tofu Survivor. Her ikisinin de zorluk derecesi ve görev istekleri farklı.
Genişletilmiş anlatım ve gelişmiş performans sayesinde RE2, genel yapısı itibariyle oyunun türünü sevenleri tatmin etmeyi başarıyor. Her karakterin hikayesi zorluk derecesine bağlı olarak 10 saatte tamamlanıyor. İçinizdeki hız canavarına hakim olamıyorsanız, oynanış süresini kısaltmak çok kolay. “En hızlı ben bitirdim!” konusuna RE serilerini bilenler hakimdirler. Ne de olsa RE’ı tekrar oynattıran en önemli özellik budur. Yeni stratejiler geliştirirsiniz, bir bakmışsınız yaktığınız zombiler sizi ölüme sürükler ve bir sonraki taktikte farklı yollardan gitmeye çalışırsınız.
Daha önceki RE isimlerinde yer aldığı gibi hikaye boyunca gizli heykeller içerisinde bizi bekleyen minik sürprizler var. Bunlar oyun başarım avcıları için çeşitli konsept sanat çalışmaları, çizimler ve fazlasını barındırıyor.
Resident Evil 2 Remake, Capcom’un en çok beklenen projelerinden biriydi ve açıkçası alnının akıyla bu işten sıyrılmayı da başardı. Gönül isterdi ki Raccoon Şehri’ni daha fazla görebilseydik veya oynanış süresi daha uzun olsaydı. Her şekilde remake kategorisinde üst sıralarda olmayı hak eden oyunlardan biri. Oynadıysanız bile arşivinizde yer almayı hak ediyor.