İnceleme

Dishonored: Definitive Edition İnceleme

0

Herkese merhaba. Uzun bir aradan sonra yeni bir inceleme ile buradayız. Oyunumuz yakın zamanda moda haline gelen yenilenme furyasının yeni bir üyesi olan Dishonored Definitive Edition. Eski oyunun makyajlanmış, 1080p ve 60 FPS’e uyarlanmış yanına da tüm DLC’leri eklenerek Xbox One ve PS4 formatında piyasaya sürülmüş hali. Tüm konuyu böyle özetleyebiliriz. Ama biraz daha açmakta fayda var, çünkü karşımızda Steampunk teriminin hakkını fazlasıyla veren bir yapım duruyor.

Hiç bilmeyen arkadaşlar için Dishonored’ın neye benzediğini benzer oyunlarla biraz anlatalım. Skyrim, Fallout vb. Oyunlara aşina biriyseniz bu oyun size doğrudan bir şeyler çağrıştıracaktır. Bethesda’nın etiketiyle rafta duran bir oyunun benzer mekaniklerle bambaşka bir hikaye sunması her zaman kolay kolay gerçekleşebilecek bir şey değildir. Çoğu benzer oyunlarda karşımıza gelen klon yapısı ile iyi bir içerik gücünün birleşimi her farklı üründe farklı başarılar olarak önümüze çıkıyor.

Geçmiş yıllarda PC, PlayStation 3 ve Xbox 360 platformunda piyasaya sürülen Dishonored, Dishonored Definitive Edition olarak PlayStation 4 ve Xbox One için yenilenerek satışa sunuldu.

Eski versiyonu ve yenilenmişi arasındaki en büyük fark görüntü ve performans. Yeni nesil konsollar için düzenlenmiş hali bizlere gerçekten bambaşka bir görsellik sunuyor.

Viktorya dönemi İngiltere’si ve Londra’sını feyz alan Dishonored’da halktan yönetime benzer bir yapı karşımızda duruyor. Veba salgını ve fazlasını işleyerek önümüzde görevler boyunca entrikalar olarak sunan hikaye bizleri zaman zaman kendimizle de çelişmeye yöneltiyor. Özellikle oyunun öldürmek ya da öldürmemek üzerien kurulu yapısı ile oyunu baştan sona bir kişiyi bile öldürmeden de bitirebilirsiniz. İsterseniz bunun tam tersini de gerçekleştirerek elinden kan damlayan bir katile de dönüşebilirsiniz. Oyunun size sunduğu ana hikayedeki rolümüz ana karakterimiz Corvo’un üzerine yıkılan bir entrikayı çözmeye çalışmasını konu alıyor. İftiralar, entrikalar, aşk, çıkar savaşları ve fazlası ile bir anda büyük bir kumpasın ortasında kalan Corvo, zaman içerisinde içindeki intikam ateşini de dengede tutarak sorunların ve olayların çözümü için yol alıyor. Bu yol alma kısmında yukarıda da belirttiğim gibi baştan sonra sessiz ve derinden ilerleme şansınız var. Oyun ara ara sizlere bu ilerleme yolunuzu rapor olarak sunuyor.

Bu oyunu en güzel kılan yönlerden biri de Skyrim ve Fallout’un birleşimi gibi duran yetenekler ve oyun dünyası birleşimi. Fallout’un evrenindeymişcesine karşınızda duran yapılar ve kaotik ortamla büyülerinizi ve rünlerinizi kombine ederek eşsiz bir oynanış yakalıyorsunuz. Özellikle dönemin teçhizatları ile steampunk yapının birleşmiş halde olması, bir yandan kılıç sallarken bir yandan ok atıp, doğaüstü güçlerle de durumu kendi lehinize çevirmenizi sağlıyor. Yine Skyrim’den alışkanlık olarak edindiğimiz etraftaki her şeyi kurcalama ve toplama içdügümüzü bu oyunda da sıkça kullanmamız gerekiyor.  Bir RPG olarak sunulan oyunda en önemli şey etraftan biriktirdiğiniz eşyalar ve altınlar olacağı için bu kuralı es geçmememiz gerekiyor.

Oyunun grafikleri kendi segmentinde yer alan RPG’lere oranla kalitesinden ödün vermiyor. RPG oyunlarında muhteşem grafikler genelde beklenmez fakat yapımcılar son yıllarda bu çıtayı bir hayli yukarda tutmayı seviyorlar. Steampunk bir şehrin her detayını grafiksel anlamda size muazzam biçimde anlatan bir oyun var karşımızda.

Ses ve müzik ve oynanış açısından baktığımızda ise ses ve müziklerin bir RPG için yeterli düzeyde olduğunu ve yine grafiklerde olduğu gibi bu seviyenin ana hikaye ve yapı haricinde bize çok fazla bir katkısı olmadığını söyleyebilirim. Hikaye akışını odaklı oyunlarda ilk baktığımız yer konunun bize aktarılması, görevler ve o süreçte birbirini olabildiğince az tekrar eden kurgulardır. Dishonored bunu başaran iyi oyunlardan biri. Yeni nesil konsollarda güzel bir RPG deneyimi isteyen oyuncular tarafından mutlaka oynanması gereken bir oyun diyerek incelememizi sonlandırıyoruz. Herkese iyi oyunlar!

 

İlker Karaş
Strateji oyunlarını sever. Sabaton ve WW2 dediğinizde akan sular durur.

Ünlüler BigArena’da Kapışıyor!

Previous article

HTC & Spotify Ruh Halini Yansıtacak

Next article

You may also like

More in İnceleme