- 15paylaşım
- 15Facebook
- 0Twitter
1987’den bugüne kadar birçok maceraya yelken açan Mega Man, 30 yıl sonra Mega Man 11 ismiyle tekrar bizlerle.
Mega Man, piksellerden oluştuğu günlerde ve onu Rockman olarak telaffuz ettiğimizde hikayemizin birçok kahramanı vardı. Oyunun klasik isimlerinden oluşan ekip ve ardından Mega Man X serisinin getirdiği karizmatik duruşun arkasında birçok özel detay yatıyor. Dahası Mega Man Zero ve Mega Man ZX serilerini unutmak büyük ayıp olur. Birçok animasyon, çizgi dizi ve oyun derken Mega Man, gerçek anlamda klasikleşmiş isimlerden biri haline geldi. Tek sıkıntı serinin hikayesinin karmaşıklaşması ve Capcom’un bir türlü başladığı seride tam olarak sonucu getirememesi.
Tıpkı Stephen King gibi giriş ve gelişme mükemmel giderken son kısmında, “böyle son mu olur be!” atarını birçok Mega Man oyununda yaşadık. Tabii uzak geçmişte hikaye kısmı Mega Man için çok önemliydi, en yüksek çıkış ise X serilerinde Zero ile tanışmamızla gerçekleşti. Ancak Capcom, yakaladığı başarıyı Mighty No.9 ile kaybetti. Hatta birçok oyuncu Mighty No.9 için serinin yüz karası olduğunu bile söyler.
Sonrasında Capcom, farklı serilere adım atarken mavi dostumuzda da birtakım geliştirmeleri öne çıkartmak zorundaydı. Zamanla onu daha da olgunlaştırdı. Gelin görün ki tam olarak istediğini tutturamadı. Capcom bir de üzerine 3 tane Mega Man oyununu duyurup iptal edince, yaramıza tuz bastı. Acısıyla tatlısıyla Mega Man, bugüne kadar “hikaye anlamında” mükemmel olmasa da heyecanlı çıkışlarını oyuncuların kalbinde saklamayı başarmıştır. Şahsen bu oyunla ilgili her isme, yayınlanmış her anime ve çizgi diziye girersem yazı bitmez (buna NES, SNES, PSX, GBA da dahil). Konumuz olan Mega Man 11 ise çok uzun süreden sonra “umarım bu sefer iptal olmaz” umutlarıyla beklenen oyunlardan.
Hikayemiz ise Dr. Wily ve Dr. Light’ın “Double Gear” teknolojini başlatmasıyla gelişen olayları konu alıyor. Kötü bilim adamı Dr. Wily, barışçıl robot topluluğuna saldırmak için önemli bir araştırmayı tamamlama peşindedir. Double Gear araştırması da robotların yeteneklerini önemli derecede arttırır ancak tehlikeli olması nedeniyle durdurulur. Doğal olarak Dr. Wily ve Dr. Light arasında çatışma yaşanır. Double Gear sistem teknolojini bitiren Dr. Wily, bir de üzerine Dr. Light’ın sekiz robotunu da çalar ve Dünya’yı fethetme planlarını hayata geçirir. Durumu tersine çevirmek adına Dr. Light, Dr. Wily’nin gençken yarattığı protatipe yeni yetenekler katarak istemeyerek de olsa Double Gear sistemini Mega Man’e yükler.
Oynanış kısmında bizi bekleyen 4 farklı zorluk seviyesi var. Newcomer, daha önce hiç Mega Man oyunu oynamayanlar için. Casual, Mega Man’i sevip bir süredir seriden uzak kalanlar için. Normal, mavi kahramanımızı bir süredir tanıyan ve zorluğu sevenler için. Son olarak ise superhero, platform kısmında ve özellikle boss savaşlarında oyuncuları ciddi anlamda sıkıntıya sokabilecek zorluklardan. Capcom, bu noktada her oyuncunun damak tadına uygun tatlılar hazırlamaktan geri kalmamış. Ne de olsa yıllardır beklettiği kitleyi bir noktada doyurmak zorunda. Kişisel olarak platform oyunlarına hakimseniz veya Mega Man serilerinden en az 3-5 tanesini oynadıysanız, normal ve üzeri zorluk seviyelerini seçmenizi öneririm.
Double Gear, Mega Man’in en kuvvetli silahı ancak aynı zamanda da zayıflığı. Şöyle ki Double Gear, “Power” ve “Speed” olarak ikiye ayrılan özelliklere sahip. Power, adı üzerinde daha güçlü saldırılar yapmamızı sağlarken, Speed ise algımızın ciddi anlamda hızlanmasını yani düşmanlar için zamanın yavaşladığını gösteren bir özellik. Capcom, bu noktada geçmişte en çok aranan özelliklerden birini aktifleştirmiş durumda ve köklerini de sağlamlaştırmış. Sınırı olan Double Gear’ı birkaç saniyeliğine aktifleşiyor ve bu özelliğimizin soğumasına izin vermezsek, aşırı ısınmadan dolayı 30 saniye çalışamaz duruma geliyor. Bu da bizim için sorun demek. Doğru zamanda, doğru şekilde Double Gear kullanılırsa, boss savaşlarında özellikle çok işe yarıyor.
Oyunda bizi bekleyen Dr. Wily’nin gizli bölümüyle beraber dokuz farklı boss var ve hepsinin tabii ki kendisine has özellikleri var. Her boss’a ulaşmaya çalışırken onlara özel bölümlerde düşmanlarla kapışıyor, mini bulmacaları elementlere göre çözmeye çalışıyoruz. Daha önemlisi bölümleri öğrenmeye çalışırken oynadığımız zorluk derecesine bağlı olarak çok kez ölüyoruz. Aşağıdan mı yukarıdan mı, belki şurada gizli bir kapı vardır derken defalarca alevlerin arasına düşmek, tuzaklara yakalanmak, taşların altında kalmak mümkün.
İstediğimiz boss’tan başlamak serbest ancak unutmamak gerek ki her boss’un zayıflığı için başka bir boss’u öldürmek ve onun özelliğini almak zorundayız. Çünkü Mega Man genelde bu şekilde çalışır ve onun platform anlayışı alışılagelmiş oyunlardan farklıdır. Yendiğimiz her boss, farklı bir görünüme kavuşmamızı sağlıyor ve Mega Man’in en önemli özelliği de burada ortaya çıkıyor. Mega Man 8’den hatırlayanlar olacaktır, Mega Man 11’de de vida ve özelleştirme sistemi daha detaylı şekilde tekrar bizlerle. Belli düşmanlardan veya ulaşılması zor yerlerde ortaya çıkan çark ve vidalar, çeşitli özel güçler satın almamızı sağlıyor. Bölümlerde hemen boss’a ulaşmak yerine platformun bize gösterdiği veya gizlediği her noktaya ulaşmak, düşmanları yok etmek önemli. Toplayabildiğimiz kadar çark ve vida, Mega Man’i daha güçlü yapabilecek silahlar almamıza olanak sağlıyor. Bu noktada boss savaşları daha kolaylaşıyor. Ancak işin tabii ki can sıkan bir noktası var.
Belli eşyaları ve silahları bölümlerdeki zorlukları geçebilmek adına satın almak zorundayız. Elimizde yeterince vida ya da çark yoksa, bazı bölümleri tekrar tekrar oynamak gerekiyor. Bu da oyunun kendini tekrar ettiği nokta. Her yeni silah elde ettiğimizde rengimizin dışında kaskımız da değişiyor.
Oynanış noktasında uzun süredir Mega Man serilerinden uzaksanız, oyunun en başındaki Double Gear eğitimine mutlaka göz gezdirin. Özellikle PC tarafında kontrollere alışmak zaman alıyor. Doğru zamanda düşmanın altından kaymak veya zıplayarak ateş etmek derken çileden çıkabilecek dakikalara hazır olun. Yani bol bol öleceksiniz, o kesin.
Boss fight’ları kadar, boss’lara ulaşabilme aşamasındaki bölümler de inanılmaz eğlenceli. Bol bol tuzak, zayıf noktalarını bulmakta zorlanacağız düşmanlar, double gear’ımızın speed özelliği olmadan zıplayamayadığımız kirişler ve dahası. Hele ki seriye hakimseniz veya platform seviyorsanız, oynanış kısmında türünün hakkını verdiğini ilk dakikadan göreceksiniz. Diğer güzel detay ise oyunda hem Japonca hem de İngilizce seslendirme yer alıyor. Hikayenin gidişatında ara sahneler, 8-bit’lerden daha modernize edilmiş grafiklerle öne çıkıyor ve kimi zaman araya serpiştirilen çizgi dizi karakterler de gözden kaçmıyor. Bu noktada Capcom hem yeni oyunculara, hem de serinin hayranlarına aynı anda dokunmayı başarabilmiş.
Kısacası eğer Mega Man hayranıysanız, bu oyuna şans verebilirsiniz. Özellikle türünü sevenler için zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacaklarını garanti edebiliyorum. Ancak uyarmam gerek, alışana kadar ve hatta bölümleri, düşmanları ezberleyene kadar çokça öleceksiniz. Gönül isterdi ki Capcom, X serisinin hikayesine devam etse ama hiç yoktan iyidir demek adına buna da razıyız. Özellikle daha önce Mega Man oynamadıysanız, bu oyun sizin için mükemmel bir başlangıç olacaktır. Mega Man 11’i bitirdikten sonra muhtemelen daha fazlasını isteyeceksiniz. Ardından Mega Man Legacy Collection’ın barındırdığı 6 Mega Man oyunu oynayabilir, sonrasında da Mega Man X Legacy Collection 1 + 2 ile devam edebilirsiniz.
Mega Man serisi candır, umarım Capcom serinin devamını getirmeyi başarır. Mega Man 11 remake kafasında ilerlemiş bile olsa türünü sevenlerin istediğini vermeyi başarıyor. Oynanış süresi kısmında ise çok uzun süreli oynanış beklemeyin. Özellikle bölümlere alışınca 4 saatte tamamlamak mümkün. Tabii zorluk derecesine göre bu süre uzayabiliyor. Kişisel olarak normal modda 6 saatte oyunu tamamladım. Sonrasında yapabilecekleriniz ise oyunun ekstra modları olan “challenges” yani diğer zorluklara dalmak olacaktır. Challenge kısmında bize verilen sürede bölümü tamamlamak, boss’a gelene kadar en az zıplamayı yapmak veya bölümde gizlenmiş bütün çarkları bulmak gibi çeşitli görevler bizi bekliyor. Şimdiden herkese iyi eğlenceler!
Generation Zero Kapalı Beta İnceleme