İnceleme

Hearthstone Battlegrounds Erken Erişim İnceleme

0

Blizzcon 2019‘da duyurulan, Rise of Shadows ve Saviors of Uldum hikayesinin dahil olduğu Descent of Dragons, bizi Dragonblight macerasına sürüklüyor. Ancak buradaki tek yenilik Ejderhalar değil; Hearthstone Battlegrounds

Bir noktada Hearthstone’un şans faktörüne bağlı olduğunu kabul etmek gerek. En iyi desteyi yapmış olsanız bile doğru zamanda o kart elinizde değilse, oynadığınız oyunun pek kazancı olmuyor. Hearthstone Battlegrounds modunda şans konusu biraz daha geri plana itilmiş durumda.

Öncelikle Hearthstone Battlegrounds, şimdilik sadece Descent of Dragons ön siparişle satın alanlara, virtual ticket sahiplerine veya Twitch üzerinden HS kanalında şansınıza çıkabiliyor. Ancak merak etmeyin, 12 Kasım’dan itibaren açık betaya geçecek. Bu moda girmek için “modes” kısmına tıklamanız yeterli.

Battlegrounds, özellikle son zamanlarda HS oynamaktan ve hikaye dışına çıkış, farklı temaya yönelmek isteyenlere hitap ediyor. Eğlenceli ve “hadi bir maç daha” gazına kolayca geliyorsunuz. Amacınız tabii ki zirveye oynamak, ancak bu iş o kadar da kolay değil. Moda girdiğiniz anda 7 kişiye karşı oynayacağınızı bilin ve tüm kartlarınızı geride bırakın. Burası, her şeye sıfırdan başladığınız bir mod. 

Amacınız seçtiğiniz hero’yu korumak ve bunun için de “kartların kalbine inanmak”… Derdim ama yok öyle bir şey. Kısmen. Sona kalanın kazandığı ve 8 kişinin kapıştığı Battlegrounds, iki aşamadan oluşuyor. İlki “Tavern”den minyonları almak, hero power’ınızı kullanmak ve minyonlarınızı güçlendirmek. Ardından rakiple kapışmak. Kapışma işlemi ise tamamen otomatik olarak soldan sağa olacak şekilde gerçekleşiyor. Hayatta kalan minyonlar, rakibe direkt saldırı yapıyor. Sıfır cana ilk düşen ise sekizinci sıradaki yerini alıyor. 

Şimdi işi biraz daha detaylandıralım: Battlegrounds’ta 24 farklı hero var. Bahtınıza hangileri denk gelir bilemiyoruz tabii. Battlegrounds moduna girdiğiniz anda seçmeniz istenen 3 hero ile karşılaşıyorsunuz. Her hero’nun kendi özelliği olduğunu da hatırlatalım. Hero Power, aslında tüm stratejinizi belirliyor. 

Normal HS’de mana kristallerimizin yerini “gold” (altın) alıyor. İlk başta üç altın ile maça başlıyorsunuz. Her “recruit phase” yani minyon alma işlemi geldiğinde cebinize bir altın ekleniyor. Altın, mana sistemiyle aynı yani bir sonraki tura taşımak gibi bir lüksünüz yok. Böylece ikinci aşamaya geldiğinizde dört altınınız oluyor. Yani ilk minyon alma aşamasında harcama yapmasanız bile ikinci turda ne olursa olsun dört altınınız oluyor.

Minyonlar, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar her zaman üç altın değerindeler. Asıl unutmamanız gereken ise Tavern’e de altın ayırmak, böylece daha güçlü minyonların masaya koyulmasını sağlıyorsunuz. Minyonların güçleri, üzerlerindeki yıldız sayısına bağlı olarak değişiyor. Ayrıca aynı minyondan 3 tane alırsanız, bir tane daha aynı minyonun güçlü “gold versiyonunu” elde edersiniz ve bunun karşılığında da ücretsiz başka “çok güçlü” bir minyonu masaya koyarsınız. Eğer aynı üç minyondan herhangi biri buff aldıysa, altın versiyonu da aynı buff’ı üzerinde taşır. Üç aynı minyon karşılığında daha güçlüsüne sahip olmak bir taktik evet, ancak eğer verdikleri çok işinize yaramıyorsa ve zaten elden çıkartmayı düşündüğünüz, öldüğünde rakibe daha büyük hasar verecek bir minyonsa; her zaman üçleme yapmak zorunda da değilsiniz.

Tavern’in verdiği minyonları ilk tur alamadığınızda, ikinci tura saklamak için dondurabilirsiniz. Veya Tavern’in sattığı minyonlar işinize yaramıyorsa, 1 altın karşılığı yenilerini talep edebilirsiniz. Eğer masanızdaki minyonlar bir noktada güçsüz geliyorsa ki gelecektir, onları 1 altın karşılığında satabilirsiniz. Ek olarak bazı hero power’lar kullanılabiliyor, bazıları ise pasif özelliklere sahipler. Eğer o hero power’ı kullanmak istiyorsanız, altın harcamanız gerekeceğini unutmayın.

Minyonu, sahip olduğunuz altın kadar karşılığında satın aldığınızda tekrar masaya sürüklemeniz gerekiyor. Malum, bazen masa dolu olabiliyor ve minyon sayısı fazlaysa işinize yaramayanları direkt satın. Ufak bir uyarı, masaya koyduğunuz yani oynadığınız minyonu tekrar elinize alamazsınız. Aynı durum, satın aldığınız kartları satamamakla eşdeğer. Yani satmak için masaya o minyonu koymak zorundasınız.

O zaman savaş başlasın! Karşılaşma sırasında tek yapmanız gereken izlemek. Minyonlarınız kendi kendine saldıracak (soldan sağa olacak şekilde). Eğer masada minyonunuz kalırsa, hero’nuz minyonunuzun sahip olduğu yıldız kadar karşı rakibe hasar verecektir. Geriye bir minyon kalana kadar bu işlem devam edecektir. Mesela, 4 yıldızlı ve 3 yıldızlı bir minyonunuz masada kaldı diyelim. O zaman hero’nuz toplamda 7 hasar yaratacak bir saldırı gerçekleştirecektir. Yani burada minyonlar direkt hero’lara değil, siz hero’nuzla rakibe saldırıyorsunuz. Aynı durum rakip için de geçerli tabii. 

Her savaş aşaması bittiğinde yine Tavern’e dönersiniz ve buradan yeni minyonlar alır, daha güçlü minyonlar vermesi için Tavern’e altın verirsiniz. Ne kadar çok yıldızı olan minyon masada olursa, o kadar güçlü olursunuz. Ancak kimi zaman tek yıldızlı minyonlar da kendi aralarında inanılmaz kombolar yapabilir ve hero gücünüzle bir araya geldiğinde rakibe 10’dan fazla hasar bile verebilirsiniz. Bir noktada kolay ve eğlenceli bir mod olsa da taktik yapmanız gerekecek.

Kazanmak için stratejinizi iyi kurmalısınız. İki çok önemli taktiği aklınızdan çıkartmayın. İlki; minyonlarınızı sürekli buff’layın. Bu, çok kolay bir işlem çünkü savaşlardan sonra minyonlar, her zaman yine satın alma aşamasındaki hallerine dönüyorlar. Yani güçlerini kaybetmiyorlar. Battlecry kartını oynadığınızda sadece tek değil, yanındaki diğer kart da aynı buff’tan etkileniyor. Bu yüzden buff’lı oynadığınız kartların yakınındakilerinin yerlerini değiştirip, deneme yanılma yöntemi uygulayabilirsiniz. Bazı kartlar, sadece o turun başında veya sonunda çeşitli efektlerini aktifleştirebilir. Veya Tavern’e girip çıktığınızda buff’ları işe yarar. Bunlar, kalıcıdır ve Battlegrounds’un bitimine yakından zaten minyonların çoğu çift haneli saldırı/can puanlarına ulaşmış olacağı için aniden tepedeyken, kendinizi dipte de bulabilirsiniz.

İkinci dikkat etmeniz gereken durum ise birbirini tetikleyen reaksiyonlar. Hani soldan sağa gidiyoruz demiştik ya, işte bu noktada stratejinizi iyi kurmalı ve minyonlarınızı da tanımalısınız. Her savaş aşamasına geldiğinizde sona kalan kazanır edasıyla bir kafes dövüşünde olduğunuzu farz edin. Minyonlarınızın özelliklerini bu nedenden iyi okumalısınız. Mesela güçlü bir minyon öldü diyelim ve rakipte de minyon kalmadı. O ölen minyonun, öldüğünde 1 can ve saldırı gücünde aşırı güçsüz de olsa başka bir minyon olarak masaya dönmesi, sizin için avantajdır.

Kimi zaman tek yıldızlı minyonu satmak işinize gelmeyebilir, ne de olsa sizi zafere taşıyan güçlü bir karttır. Ancak kimi zaman bu riski almanız gerekir. Karar, tamamen geliştirdiğiniz taktiğe ve size bağlı.

Son olarak yazılabilecek diğer taktik ise minyon türleri. Minyonların birbirini buff’laması veya hero gücünüze bağlı olarak güçlenmesi için türlerine dikkat etmelisiniz. Mesela Millificent Manastrom hero’su ile başladıysanız, Mech türündeki minyonların güçlü olacağını bilirsiniz. Diğer tarafta Murloc, Demon ve Beast türlerinde de kombinasyonlar yapabilirsiniz. Hero’nuza bağlı olarak veya kendi taktiğinizde, tür komboları oluşturmak son derece kolaydır. En önemlisi ise kimi zaman aynı taktik işe yaramaz. Divine Shield ile güçlendirilmiş minyon dolu masada karşınıza çıkan Nefarian, hero power’ı ile avantaja geçebilir. Bu yüzden bir sonraki turda kime karşı mücadele ettiğinize dikkat edin. Dipteyken, Tavern seviyesini yükseltmek iyi bir raunt taktiği olabilir. Sadece 5 canla aniden tepeye de çıkabilirsiniz. 

HS’nin biraz düşüşte olduğu son zamanlarda Hearthstone Battlegrounds, ilaç kıvamında. Eğlenceli ve strateji geliştirirken kartların birbirleriyle kapışmasını izlemek merak uyandırıcı. Birbirlerini kombolayan saldırılar, son dakikada sekizincilikten en tepeye çıkmaz çok tatlı bir haz. Kaybetseniz bile bir noktada gaza gelip kendinizi başka bir maç atarken buluyorsunuz. Umarız siz de bizim kadar eğlenirsiniz. Taktiğiniz bol olsun, ne de olsa burada şansınızı siz yaratacaksınız. 

Ek olarak modun getireceği bonuslar beta sonunda ortaya çıkacak. 

 

Digimon Story Cyber Sleuth: Complete Edition İnceleme
Keeper of Time
“Lost time is never found again. Oh, never mind I found it.”

    Digimon Story Cyber Sleuth: Complete Edition İnceleme

    Previous article

    Rainbow Six Siege – Shifting Tides Operasyonu Duyuruldu

    Next article

    You may also like

    More in İnceleme