İnceleme

Anno 1800 İnceleme – Satın Almaya Değer Mi?

0

Blue Byte Software tarafından geliştirilen ve Ubisoft tarafından yayınlanan Anno 1800‘de 19. yüzyılda şehir kurmanın tadını çıkartıyoruz. Peki oyun, satın almaya değer mi?

Anno, Şehir Kurma ve Gerçek Zamanlı Strateji türüne hakim bir isim. Daha önce bizi 1404, 2070, 2205 yıllarına götüren oyun, bu sefer 1800 atmosferini ele alıyor. Anno 1800, karşılama ekranında bizden karakterimizi oluşturmamızı (daha doğrusu, varsayılan karakterlerden seçmemizi), daha sonra da oyun modunu seçmemizi istiyor. Bilindik şekilde, Senaryo ve Sandbox modları, oyunu belirli bir hikaye eşliğinde veya özgürce oynamak isteyen oyunculara sunulmuş.

Bayrak ve sembol seçimleri de oldukça minimalist. At var!

Anno 1800, farklı zorluk modları ile oyuna ve türe yeni veya eski herkesin eğlenebilmesini planlıyor. Bu zorluklar arasındaki farklar, başlangıç parası, harita boyutu, maden bolluğu, yapıları yeniden taşıma gibi seçeneklerde ayarlamalar yapıyor. Dilerseniz, kendinize özel bir seviye oluşturmanız da mümkün.

Üç seçeneğimiz olsa da, özelleştirilebilir olması gayet hoş.

Anno 1800’ün hikayesi küçük bir sinematikle başlıyor. Uzun bir süredir devam eden bir eğitim moduna giriyoruz ve önceki hikayelerden de daha kısa. Sinematik, diyalog sırasındaki güzel yerel bölgeleri kaydırırken aynı harita üzerinde bölümler kesintisiz olarak birinden diğerine geçiyor. Anlatı birkaç kat daha uzatılmaya çalışsa da, babamızın mirasını yeni bir şirket kurarak sürdürmeye çalışırken, ne bir karakter ne de oyuncular öne çıkıyor. Olay da babamızın haksız şekilde suçlanıp kendini asmasından sonra adaya gelmemiz ve yerleşim kurmamızla devam ediyor. Küçük bir köy olarak başladığımız oyun her yeni yapı ile karmaşık hale geliyor. İşin zevki de biraz burada.

Balık tutmayı da öğretiyoruz, balık da veriyoruz, şehir planlama böyle bir şey (sanırım?)

Anno 1800 oynanış kısmında çok detaylı ve süre olarak da oldukça uzun. Eğer strateji ve şehir kurmayı aynı noktada seviyorsanız ya da seriye hakimseniz, Anoo 1800 de sizin için mükemmel demektir. Şehir, sizin onlara alan sunmanızla, gitgide daha aktif bir yaşam sergiliyor. Önce sadece balık tut-markette sat-içki iç döngüsü içeren günlük yaşam, işin içine yangın, ayaklanma veya çok iyi bir yönetici iseniz festivaller ile rutinden ayrılıyor. Buna ek olarak savaşlar, takas istekleri, yan görevler derken, sürekli kontrol altında tutmanız gereken bir şehriniz olduğunu hissediyorsunuz.

Üretim zincirlerine olan güçlü odaklanma gerekiyor. Her biri kendi gereksinim grubuna sahip farklı popülasyon katmanlarına sahip. Çiftçiler balık konusunda mutluyken, mühendisler de kahve ve elektrik konusunda hallerinden memnun kalıyorlar. Binalar da belirli kademelerden iş gücüne ihtiyaç duyuyor, bu da yerine getirme amacına bağlı olarak şehirlerinizdeki dengeli sayıda nüfus türünü korumaya ihtiyacı duyuyor. Ayrıca, büyümeyle nasıl başa çıkacağınıza da dikkat etmeniz şart. Daha fazla iş, daha fazla kaynak gerektirir ve bu da daha fazla insan lazım anlamına gelir. Bu, şehirleriniz adalar arasında uzanırken dikkatlice yaklaşmanız gereken dengeleyici bir eylemdir. Üretim binaları, malları kendileri teslim etmek ve teslim almak için el arabaları gönderirken, depolar sınırlı yükleme alanlarına sahip. Bir depoya çok fazla bina servisi yaptırın, böylece kaynak akışınızı daraltın.

İhtiyaçların karşılanması koşuluyla vatandaş evlerini manuel olarak yükseltebiliyoruz ve yeni katların kilidini açmak yeni zorluklarla birlikte geliyor. Çalışanlarımız ne kadar sofistike olursa, gerekli malları elde etmek için kaynaklar elde etmek veya daha karmaşık üretim zincirleriyle başa çıkmak zorlaşıyor. Ne de olsa gözlük yapmak, odun kesmek veya balık tutmak kadar kolay değil. Adalar belli genişleme ve kaynak türleri ile geliyor. Oyunun ortasında, ihtiyaçların karşılanması için kaynakları “Old World” şehirleriniz ve Güney Amerika kolonileri arasında taşımak zorunda kalacaksınız. Herkes romu sever ama şeker kamışı Avrupa topraklarında yetişmez. Diğer tarafta, Güney Amerika’da demir bulmak için zorlanacaksınız. Bu tarz minik detaylar, oynanışınızı daha eğlenceli ve bir o kadar zorlaştıracak. Bu noktada oyunun türünün hakkını verdiğini itiraf etmek gerek.

Eğer yangın esnasında ekipler çok uzaktaysa, o yerleşimin çevresi de kül olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Senaryo modu, başlangıçta eğitim görevleri sunarken, zamanla seçim yapmamız gereken, farklı sonuçları olan görevler ile devam ediyor. Her görev veya ilerlemede, küçük yerleşiminizin evrimini görebiliyorsunuz. Aşama kaydettikçe diğer devletler ile ittifak, takas imkanlarınız daha da gelişiyor.

Küçük sevimli bir sahil kasabası olarak başlayan macera, her geçen gün, modernleşip, şehir olarak evriliyor.

Senaryo dışında küçük seçimler de mevcut, örnek olarak, şehrinizdeki gazetenin manşetlerini değiştirmek, etki gücünüzden biraz feragat etmenizi gerektirse de ileride toparlamayı planladığınız ekonominizle ilgili halktan bir şeyler saklamanızı mümkün kılıyor. Gazete, Anno 1800’ün yeni eklemelerinden biri ve eylemlerinizi, ilerlemenizi düzenli olarak bildirir. Dahil olaylar önceden düzenlenmiş olabilir, haberler şehre hafif buff veya debuff verebilir. Doğru olmak size diğerlerinden övgü kazansa da, başarısızlıklarınızdan da ders çıkararak başka bir şeye odaklanmanın yararlı olacağı zamanlar vardır.

İşin güzel kısmı keşif gezilerinde Yeni Dünya’ya (New World) gemi gönderebiliyoruz. Önümüzdeki uzun yolculuk için gerekli malzemeleri donattıktan sonra girişimizi gerektiren bildirimlere dikkat etmemiz gerekir. Bunlar metin tabanlıdır ve çeşitli eylemler arasından seçim yaptığımız kendi macera tarzı etkinliklerimizi seçeriz. Geziler, binaların yeteneklerini artıran ve genel anlamda konuşursak, yeterince iyi okunan kaynakları, eşyaları veya uzmanları ödüllendirir. Gemileri uygun teçhizatsız veya düşük moralsiz olarak göndermek, bir şey almadan önce onları geri çekmek zorunda kalabiliriz.

Hiç düzenleme yapmazsanız, editörün biraz afalladığı söylemek mümkün.

Özetlemek gerekirse Anno 1800, denge açısından vaad edileni sunuyor. Sürekli şehri ilgi çekici tutmaya çalışırken verdiğiniz bu mücadelede, sürenin nasıl geçtiğini anlamamanız mümkün (iyi ki oyun 2. Saatinizde ‘belki biraz kahve?’ diyerek sizi uyarıyor). Atmosferin oldukça iyi yansıtılmasıyla, köylü isteklerinden tutun da yeni yapıların getirdiği problemleri çözmeye çalışırken havaya girebiliyorsunuz.

Bununla birlikte Anno 1800, şehirlerinizde tüm adalar boyunca uzanırken daha detaylı ve dikkat çekici olan görsel bir şölen sunuyor: Dumanın, sanayi bölgesini kaplarken bütün tarlaların üzerinde hafifçe rüzgar esmesi veya yerleşim mahallelerindeki festivaller, isyanlar sırasında kitlesel kalabalıklar sokakları kendileri şekillendiriyor.

Şehriniz mucitleri memnuniyetle karşıladığında, bu aynı zamanda caddelerde dolaşan modellere ve araba türlerine de yansıyor. Görünürde açılan pop-up ve aniden yok olan modeller var, ancak görsel anlamda engelleyen hiçbir şey yok.

Şehirleşmeye devam ettikçe, şimdi avantajınız olan Doğa, bir sorun haline gelebilir.

Gelelim Anno 1800’ün eksiklerine, oyun her ne kadar yeni başlayanlar için oldukça yardımcı olsa da, eksik kaldığı yerler olabiliyor. Bunun dışında, her çiftçi ve işçinin birebir aynı olması, atmosferi biraz zedeleyebiliyor. Performans kısmında ise şehir geliştikçe, biraz biraz düşüş yaşamanız mümkün.

Peki, satın almaya değer mi? Anno 1800, an itibariyle 309 ve 359TL’lik fiyatlarıyla (Normal ve Deluxe sürümü) alınabiliyor. Anno kesinlikle kötü bir oyun olmasa da, serinin hayranı değilseniz indirim beklemeniz gerekebilir. Giderek daha karmaşık ama eğlenceli olan Anno 1800, uzun süredir devam eden şehir binaları serisinde hem meydan okuyan hem de kişinin el sanatlarına hayran kalacak kadar etkileyici isimlerden olmayı başarmış.

Days Gone İnceleme – Satın Almaya Değer Mi?
Mehmet Nalçakan
Annesi Lara Croft oynarken yancı olmaktan buralara kadar geldi. Crash Bandicoot'taki gizli karakter veya Solid Snake'in bilinmeyen klonu olabilir.

Days Gone Türkiye Fiyatı Tekrar Yükseldi

Previous article

Overwatch All-Star Arcade İçin Oylamalar Başladı

Next article

You may also like

More in İnceleme