İnceleme

Cars 3: Driven to Win İnceleme

0

Konsollarda oynanabilen oyunların sayısı gün geçtikçe artılar ve bu kısımda, bu sefer biraz da işin eğlence kısmına değineceğiz. Genelde, korkuydu aksiyondu falan kendimizi farklı dünyalarda buluruz. Bu yazımızda sizleri Cars 3: Driven to Win ile tanıştıracağız. Bilkom’un PS4 ve Xbox One platformları için satışa sunduğu Cars 3: Driven to Win ile Şimşek McQueen, Cruz Ramirez ve Fırtına Jackson gibi filmin sevilen karakterlerini seçerek yarışmaya hazırlanın. Avalanche Software tarafından, Arabalar 3 (Cars 3) filminden esinlenerek geliştirilen oyun, dünya çapındaki yarışçılarla tamamen yeni interaktif bir deneyim sunuyor.

Filmlerden esinlenen video oyunlarına karşı her zaman dikkatli davrandım. Ne de olsa sonunu biliyorum, ne gerek var kafasında denemediğim çok fazla oyun oldu. Ancak belli filmlerden esinlenen bazı oyunlar, arşivlenmeyi hak eden cinsten. Mesela Harry Potter ve Yüzüklerin Efendisi oyunları, gerçekten başarılıydı. Açıkçası filmlerde görülmeyen ilginç detayları öne çıkartır ve inanılmaz bir evrenin kahramanı olarak kendimizi mükemmel bir maceranın ortasına atardık. Onlar gibisi ne yazık ki piyasaya çıkmadı ve çıkmasını da beklemiyorum. Kişisel fikrim Cars 3 animasyonu büyük bir hayal kırıklığıydı. Birkaç saatlik eğlencenin fazlasını sunmayan animasyon, kendini tekrar eden cinsten. Zaten animasyonun da olayı bu değil midir dediğinizi duyar gibiyim ancak ortada eğlenceden fazlasını sunan yüzlerce animasyon var; müzikleri, atmosferi, konusu ve hatta belli sahnelerinde insanın içini kıpır kıpır eden, üzen detaylar. Cars 3, bu konuda sınıfta kalıyor ve izleyiciyi pek de tatmin etmiyor. Doğal olarak Cars 3: Driven to Win oyunundan da beklentiniz bir hayli düşüyor.

Oyunun olayı Cars animasyonundaki ünlü arabaları kontrol ederek, rakip arabaları yollardaki çeşitli silahlarla yarış dışı bırakmak ve tabii ki birinci olmak. Yolda zıplamak, sağa ve sola dönüşlerde farklı tuşlar kullanmak gibi animasyonun içinden fırlayan ilginç detaylara denk gelmek mümkün. Oyunun ilk dakikalarında normal bir yarış yapıyoruz. Tek yapmamız gereken rakibimizi yenmek ve olay da hikayesel kısımda bu şekilde başlıyor. Bunun ardından Battle Race kısmına dalıyoruz. Burada kendimizi tanıdık bir evrende buluyoruz; Modnation Racers veya Mario Kart. Bir sonraki aşama Stunt Race, bu kısımda silahlar sökülüyor ve onların yerine akrobasi yeteneklerimiz öne çıkartılıyor. Takedown ise rakiplerimizi dalga haline karşımıza çıkartıyor ve onları yok ederek en yüksek puanı almaya çalışıyoruz. Son olarak Master-Level Events ile kapanışı yapıyoruz. Burada diğer karakterleri açmak için daha zorlu olarak karşımıza çıkan yapay zekaya karşı yarışıyoruz. Online oyunculuğu sevenler, burada biraz üzülebilir. Zira görüldüğü üzere bizi meşgul edecek birçok aksiyona dalabiliyoruz ancak bunların yanına ne yazık ki online multiplayer mod eklenemiyor.

Oyunda eğer yarışmak dışında başka aksiyonlara da ihtiyaç duyuyorsanız, Thomasville Playground‘a uğrayabilirsiniz. Arabaların kendi arasında eğlenceyi iki katına çıkardığı bu modda, bir yığın aksesuara ulaşabiliyoruz. Ayrıca arabamızı nasıl kontrol ederiz kısmında, sağlam bir eğitmen görevi görüyor.

Cars 3: Driven to Win’in öne çıkan diğer özelliği ise yarış pistleri. Açıkçası beklentimin oldukça üzerinde çıkan pistlerin modellemesi gayet başarılı. Arabamız hızlandığında ekranın hafif bulanık hale gelip araca odaklanması veya keskin dönüşlerde manzaranın adeta ayaklarımızın altında kayması gibi öne çıkan detaylar, oyunun bu taraftaki başarısını gösteriyor. Kısacası bu kısımda tam olarak kendimizi Cars dünyasının içerisindeymişiz gibi hissediyoruz. Bu arada oyunda toplam 23 araba, 21 yarış pisti ve 6 farklı yarış modu mevcut.

Güzel kısımların yanında oyuncunun canını sıkabilecek maddeleri de göz ardı etmek imkansız. Verebileceğim ilk örnek oyunun grafiklerinin yeni nesil konsollara göre kötü göründüğü. Pistlerdeki başarılı modelleme, her zaman aynı başarıyla devam edemiyor. Bulanık dokular ve tasarımlara sırtını yaslayan oyunun grafikleri, önceki nesil konsollarda da piyasaya sürülmüş olmasından dolayı kötü görünüyor olabilir ancak tabii ki bu, kötü görünüyor gerçeğini değiştirmiyor. Oyunla ilgili diğer sıkıntı ise hikayesi. Hatta oyunda zaman harcarken, hikayenin olduğunu bayağı sonradan anlıyorsunuz. Hikaye tarafı, sadece ara sinematiklerle süslenmiş. Hani var olan bir hikaye moduna sahip değiliz. Bu durum, oyunun eğlenceli olmadığı anlamına gelmiyor tabii ki.

Aslında oyun mükemmel değil ve hatta biraz fazla şikayet etmiş gibi görünebilirim. Unutmadan oyunun seslendirme kısmında ve müzikte yapımcı firma işini layıkıyla gerçekleştirmiş. Özellikle arabaların seslendirme kısmında, her şey tam yerine oturmuş. Tıpkı pistlerdeki yarış hissiyatı gibi duygular da animasyondan fırlamış. Ancak bu başarı genelde ara sinematiklerde kendisini gösteriyor, yarış sırasında kuru kuru yarışmak yerine biraz daha oyuncuyu gaza getiren konuşmalara denk gelsek fena olmazdı.

Sonuç olarak Cars 3: Driven to Win, filmlerden esinlenen oyunlar denizinde hayatta kalmayı az da olsa hak eden yapımlardan biri. Oyun, çığır açan özelliklere sahip değil ancak ortalamanın üzerinde ve aileler için de oldukça eğlenceli. İndirime girdiğinde türünü seviyorsanız, arşivinize ekleyebilirsiniz.

[taq_review]

Simon’s Cat – Crunch Time İnceleme

Ceyda Doğan Karaş
86 doğumlu. Evli, mutlu, Tauren'li. Star Wars, Doctor Who, Yu-Gi-Oh ve Blizzard delisi. 93'ten beri video oyunlarıyla fazla uğraşıyor ve hayatı onların üzerine şekilleniyor. Korku, macera, psikoloji kitap ve animelerine bayılıyor. Koyu Beşiktaş taraftarı ve cosplay organizatörü. Ayrıca cosplay, vazgeçemediği hobilerinden sadece birisi.

Simon’s Cat – Crunch Time İnceleme

Previous article

Kaspersky Lab’dan Android Cihazlar İçin Ücretsiz Şarj Ömrü Uygulaması

Next article

You may also like

More in İnceleme