İnceleme

Operencia: The Stolen Sun İnceleme

0

Rol yapma oyunlarının yıllardır değişmeyen sistemine karşı ayakta durmayı hedefleyen Operencia: The Stolen Sun, özellikle “dungeon crawler” kafasını sevenlere hitap ediyor. Açıkçası uzun süredir RYO konusunda çekincelerimi bir kenara bırakıp, sadece hikaye temelindeki derinliğe odaklanmaya çalışıyorum. 

Zaman geçtikte RYO türündeki oyunlar da kendi halinde evrimleşiyor. Bu evrimleşme kimi zaman iyi anlamda düzelirken, diğer tarafta rahatsız edici özelliklere de kavuşuyor. Oyuncuların kendi rolüne bürünüp, rol yapma temelindeki her detaya önem verdiği son dönemlerde canavarların cirit attığı mekanlarda kahramanlık yapmak, en sevilen aksiyon.

Zen Studios’un (Pinball oyunlarından tanıdığımız) geliştirdiği Operencia: The Stolen Sun, eski tarz oyunlarla arası iyi olanların sevebileceği dungeon crawler RPG temeline dayanıyor. Aynı zamanda bu deneyimi modernleştiren Operencia: The Stolen Sun, ilginç şekilde eğlenceyi geri planda bırakmamak için elinden geleni yapıyor. 

Operencia: The Stolen Sun Hikaye

Oyun hikayesi, kötülüğe karşı savaştığımız basit bir hikayeden oluşuyor. Oyunun başında, Kral Attila efsanesinin nasıl doğduğunu kendi gözlerimizle tanık oluyoruz. Bu güçlü Kral, Operencia’nın bütününü birleştirmeyi ve birkaç yoldaşın yardımıyla da Orta Dünya’nın Yeraltı dünyasının güçleri tarafından işgalini önlemeyi başarmıştır. Ancak bu barış, ne yazık ki uzun sürmez: Attila’nın ölümünün ardından kaos, Operencia’yı tamamen ele geçirir. İşte tam bu noktada biz ortaya çıkarız ve özelleştirilebilir genç bir çiftçinin gözünden kahramanlık yapmaya başlarız. Amacımız yıllar önce Kral Atitila’nın başarısını tekrar etmek ve bulunduğumuz dünyaya ışığı geri getirmektir.

Hikaye, basit görünse bile ilerledikçe takip etmenin zorlandığı dallara ayrılıyor. İngilizce seviyenize güveniyorsunuz, zaten işiniz kolay. Tüm oyun boyunda birbirinden enfes 2D ara sinematikler izliyoruz ve açıkçası atmosferi, masalsı olarak anlatmanın daha iyi bir yolu olamazdı. Tüm karakterler son derece iyi kurgulanmış ve her etkileşim, o dünyadaki karakterlerin kendileri hakkında yeni detayları ortaya çıkartıyor. Aranızda Orta Avrupa mitolojisinden hoşlananlar varsa, sadece karakterler değil, aynı zamanda ilham alınan yerlere dikkat etmelerini öneririm.

Operencia: The Stolen Sun Oynanış

Yazının başında da belirttiğim gibi genel hikaye ve oyunun tüm temeli “old-school” tadında. Nostalji, 2D ara sinematikler derken RYO noktasında modernize edilse de eski tatlar hayatta tutulmuş. Giriş bölümü tamamlandıktan sonra karakter yaratma ekranına geçiyoruz. Bu ekran son derece basit ve anlaşılır bir arayüze sahip. Sınırlandırılmış olarak toplamda 4 karakterden birini seçiyoruz. Ardından Warrior, Hunter ve Mage arasında seçim yaparak, karakterimizin stat kişiselleştirmesine geçiyoruz. 

FPS dungeon crawler olması, doğal olarak zindanlarda bol bol zaman harcayacağımız anlamına geliyor. Başlarda birincil gözden görmek, alışma sürecinde zorlanmanıza neden olabilir ancak kısa sürede sistemi kapıyorsunuz. Oynanışta diğer dikkat çeken kısım ise sıra tabanlı olması. Üç farklı uzaklıkta bulunan düşmanlarla kapışabilmek için kare kare ilerliyor ve bir noktada bulunduğumuz konuma göre, uzaktaki düşmana vereceğimiz hasar da değişiyor. Tıpkı verilen hasar gibi savunma amaçlı kullandığımız yetenekler de uzaklığa göre değişiyor.

Oyundaki zindanların temeli, sadece yaratıkları öldür şeklinde ilerlemiyor. Çeşitli bulmacalarla süslü bu zindanlar, gittikçe zorlaşıyor ve sabrınıza bu noktada güvenmeniz şart. Bazı bulmacalar basit bir düğmeyi bulmakken, bazılarında daha karmaşık yollar izlemeniz gerekiyor. Bulmacaların çoğu hoş şekilde tasarlanmış olsa da, birkaçı deneme yanılma yoluyla çözülüyor. Zindanları keşfederken, sahada görülen düşmanlarla da savaşmak zorundayız. Bu nedenle herhangi rastgele karşılaşma söz konusu değil. Eğer düşmana arkadan yaklaşmayı başarırsak, onları tuzağa düşürebiliyor ve savaşta avantaj kazanabiliyoruz.

Oyunun kayıt sistemini kullanabilmek için ateşe ve bununla birlikte odunlara ihtiyacımız oluyor. İyileşmemizi sağlayan eşyalar sınırlı ve düşman saldırılarında olabildiğince dikkatli davranmak gerekiyor. Oyunun ilerleyen dakikalarında kaynakları satın alabileceğimiz mağazamız da oluyor. Bununla birlikte sınırlı kaynaklar olsa bile Operencia: The Stolen Sun, normal zorluk seviyesinde oldukça kolay bir oyun. Oyunun başında, eğer isterseniz daha zorlu kılan modları da seçebilirsiniz.

Sonuç

Operencia: The Stolen Sun, türüne göre son derece temiz sunulmuş elementlere sahip. Unreal Engine 4 teknolojisinin kullanıldığı oyunun grafik ve atmosferi son derece başarılı. 89 TL’lik fiyat performansını düşündüğümüzde bu tarz oyunları seviyorsanız, şans verebilirsiniz. Keşif konusunda sağı solu iyice karıştırayım, her türlü zindana dalayım diye düşünürseniz 30 saate kadar oynanış süresini uzatmak mümkün. 

Oyunun çok az kusuru var ve daha en baştan eğlenceli bir deneyim sunuyor. Eski tarz detayları sevmeyen oyuncuları itebilir, diğer tarafta tarzı sevenlere de çekici gelecektir. 

Ceyda Doğan Karaş
86 doğumlu. Evli, mutlu, Tauren'li. Star Wars, Doctor Who, Yu-Gi-Oh ve Blizzard delisi. 93'ten beri video oyunlarıyla fazla uğraşıyor ve hayatı onların üzerine şekilleniyor. Korku, macera, psikoloji kitap ve animelerine bayılıyor. Koyu Beşiktaş taraftarı ve cosplay organizatörü. Ayrıca cosplay, vazgeçemediği hobilerinden sadece birisi.

Üç Ekranlı Oyuncu Kabini Acer Predator Thronos – Denedik

Previous article

E3 2019’a Katılacak İsimler Belli Oldu

Next article

You may also like

More in İnceleme