İlerleyen teknoloji ile birlikte günümüzde bir Titan Quest’e, bir Dungeon Siege’e mahrum kalacağımız hiç aklıma gelmezdi. Her oyunun 3D çıkması, bizi bir yerden sonra izometrik zamanlarda aldığımız keyiften çok başka yerlere götürür oldu. İşte böyle zamanlarda bazı çıkan oyunlar bizi müthiş mutlu ediyor. Bu oyunlardan bir tanesi de The Incredible Adventures of Van Helsing serisi diyebiliriz. Seri yakın zamanda 3. oyunu ile oyuncuların karşısına çıktı.
Hikaye olarak Dracula’dan uyarlanarak hazırlanmış, vampir avcısı Abraham Van Helsing’in genç oğlunun babasının izinden giderken karşılaştığı maceralar olarak önümüze konulmuş. Hikaye böyle iken tür olarak yukarıda da belirttiğim gibi Steampunk Aksiyon RPG türünde, özlediğimiz tatları bize sunmayı vaad eden bir oyun kendisi. Hack ‘n Slash türünün en iyi özelliği kolay öğrenilir ve vakit öldürür modda olmasıdır. Tıklaya tıklaya gelin çocuklar modunda oynayacağınız bir oyunun 5 karış ötesinde bu oyun. Öncelikle oyun karışık. Kendine has bir ortamı var ve oyuna başlayınca önce oyunu öğrenmeniz gerekiyor. 3. oyunda tutorial ben bulamadım bulan varsa heber versin lütfen! Tutorialsız oyun mu olur lan? Oluyormuş!
Hadi tutorial koymadınız biraz kolay yapsaydınız, insafınız kurusun! Dalga dalga gelen düşmanların arasına kendinizi atınca çıkamıyorsunuz. OLMUYOR! Alışkınız biz 50 kişi arasında dalmaya Diablo’dan. Kes Allah kes oynamaya da burada papaz pilav yemiyor işte.
Oyunun bu kısmı rakiplerinden daha zor bir halde iken yanımızda Lady Katarina gibi hayat kurtarıcı bir ruhun olması içimize su serpiyor. Katarina’nın da kendine has bir yetenek ağacı, eşyalarını taşıyabileceği inventorysi mevcut. Tam bir yancı, eksiği yok fazlası var.
Steampunk öğelerine sahip bir aksiyon RPG olarak büyülü kılıçlı yeri gelince de makineli tüfekli oynanışa sahip oluyor. Macaristan kökenli bir stüdyo olan Neocore tarafından geliştiren oyun firmanın potansiyelinin çok üzerinde bir yapım. Güzel bir konuyu yakalayıp hoş öğelerle birleştirmek her küçük çaplı oyun firmasının harcı değildir. Tebrikler beyler!
Biraz da oyunda seçebildiğimiz sınıflara bakalım. Constructor adından da anlaşılacağı gibi bir sürü cihazı savaşması için üretip savaş alanına yollayabiliyor. Temelinde mühendis diyebileceğimiz bir karakter. Yüksek canı ve ateş gücünün birleştiği tuhaf ama eğlenceli bir sınıf.
Protector tipik bir savaşçı. Tank işte, bırakın dünyaları tanklasın, vursun vursun saymasın o derece bir sınıf.
Elementalist, bugüne kadar farklı oyunlarda gördüğümüz büyü yapar, hasar verir, ilk fırsatta ölür denkleminin bir parçası. Dikkatli oynamanız gereken bir karakter.
Umbralist tam bir rogue kafası. Hızlıca gelsin hasarı versin konuyu kapatsın odağı tam olarak bu. Bounty Hunter ise bunun tam tersi uzaktan hasar vermeyi seven iş bitirici bir sınıf.
Phlogistoneer ise tam bir bilim aşığı olarak oyunda yer bulmuş. Teknolojik ne varsa ona soracaksınız, müthiş bir oyun gücüne sahip bilge bir sınıf.
Çok oyunculu modu da bulunan oyunun o kısmını hiç deneyesim gelmedi. Yılların Hack’n Slash oyuncusu olarak online ortamı boşverebiliyorum böyle durumlarda.
Görsel açıdan oyunun grafikleri beni çok fazla rahatsız etmedi. Bu konuda beklentisi yüksek olan oyuncular mutlaka olacaktır. Lakin bunun bir Hack’n Slash olduğunu unutmamak lazım. Atmosferle birleşince kes – biç, patlamalar ve çatlamalar güzel oynanabilir bir hal alıyor. Seslerin ve efektlerin fevlakade olduğunun da altını çizmek lazım.