İnceleme

Dying Light İnceleme

0

Ana görev serisi sizi konu akışı gereği oldukça güzel şekilde kavrıyor, o akıştan sıkıldığınızda yan görevlere sararak çevrede olup biten türlü türlü olaylara salça olabilirsiniz. Haritada boş gezmektense (ki o bile inanılmaz keyifli hele gece turlamak) o görevleri alarak oradan oraya koşturabilirsiniz. Görev türleri genellikle şunu al, şuraya götür. Onu al buraya getir. Dur gelmeden 2 ekmek 1 cola al çerçevesinde ilerliyor. Zaten oyunun aksiyonu ile bi yerden sonra konu içinde geçen görevleri hareket ettirdiğinizde “böyle oyuna nasıl sıkıştırmışlar bu kadar görev anlatımını” diyorsunuz.

İnceyi görenler el kaldırsın!

İnceyi görenler el kaldırsın!

 

Spoiler falan vermeden görevlerin güzelliğini anlattığıma göre biraz da oynanışa ve şu başlarda bahsettiğim farklı oyunların iyi yanlarının oyuna enjekte edilmesine gelebiliriz. Parkur sistemi bu oyunun en kritik noktası aslında. Oradan oraya zıplayıp, türlü türlü şeyler yaptığınız o güçlü sistem aslında yıllar önce Mirror’s Edge’de denendi. Kullanıcı deneyimi olarak bir hamlenin sizi kusturmaya kadar gidebildiği, kontrolsüz bir momente sahipti Mirror’s Edge. Aradan yıllar geçti, Assassin’s Creed çıktı, benzer oyunlarda yer alan oyuncu etkileşimleri ile firmalar bu noktada daha iyi örnekleme yapmaya başladılar. Böylelikle de Dying Light’ın en güçlü yanı olan, şehir içinde hızlı hareketlerle adrenalin pompalayan sahnelerin hamuru yoğurulmuş oldu. İlk başlarda yetenek puanlarınız yokken oyun biraz yavaş gelebilir (e normal, yeni öğreniyorsunuz ne de olsa). Fakat o ilk 2-3 saatlik dönülmez akşamın ufkundayız etkisini atlattıktan sonra veriyorsunuz dayağı zombilere. Ben böyle keyif görmedim arkadaş, o boruyu al, ucuna elektrik ver, suya sok, yola yatır al sana YOL SU ELEKTRİK olarak dönen KDV gibi kombinasyonlar! Gerçekten Dying Light’ı bu kadar kombinasyon açısından özgür bırakmak, daha doğrusu özgürlük değil de, çeşitlilik içinde yüzdürmek kullanıcı için büyük bir keyif. Hem silah türleri, hem onların kendi aralarında var olan kullanım tarzları sizin oyun anlayışınıza da etki ediyor.

Ortam şahane, olimpiyatlar falan.

Ortam şahane, olimpiyatlar falan.

 

Yetenek ağaçlarına da hemen değinelim ki konu uzarken oradan örnek verirsek yabancı kalmayın. Yetenek ağaçlarımız 3 farklı tabana ayrılmış. Survivor, Agility ve Power olarak karşımızda durmakta. Her dalda farklı özellikler kazanarak oyun içerisinde bizim oyun çizgimiz belli oluyor. Bam güm de gidebilir, daha temkinli de olabiliriz. Bu sizin seçimlerinize kalmış. bir noktadan sonra durdurulamaz güç olduğunuz kesin lakin skill’leri seçerken de dikkatli olmanızda fayda var.

İlker Karaş
Strateji oyunlarını sever. Sabaton ve WW2 dediğinizde akan sular durur.

Fiber Internet İçin Menzil Genişleten Çözümler

Previous article

Spotify Türkçe Müzik Arşivini Geliştiriyor

Next article

You may also like

More in İnceleme