İnceleme

God Eater 3 İnceleme

0

God Eater serileri Monster Hunter dünyasının animesi olarak bilinir. En azından Monster Hunter’ın çıkışından sonra ortaya konulan tez bu şekildedir. Özellikle Monster Hunter World’den sonra God Eater, yeni oyununun duyurulmasıyla beklentileri bir hayli yükseltmişti. Benzerlik noktasında sadece PS4 konsolunu düşünmeyin, remake veya diğer platformları da ele aldığınızda ve Monster Hunter deneyiminiz varsa, ne demek istediğimi anlayacaksınız. God Eater 3, önceki iki oyunu oynamasanız bile sonunda evrenden uzak kalanlara az da olsa rehberlik etmeye karar veren yapısıyla öne çıkıyor.

Oyunun ilk birkaç dakikasında karakterimizin geçmişini izliyoruz. Saç, cinsiyet, göz rengi derken yarattığımız karakterden sonra kendimizi kafeste buluyoruz. Buradaki deneyim Aragami isimli tanrısal yaratıkların insanlığı yok ettiği, kıyamet sonrası dönemine dayanıyor. God Eater 3’te, yeni bir Aragami (Ash) türü ortaya çıkar ve hasarın boyutunu ciddi anlamda arttırır. Yeni düşmanlarla birlikle yeni dövüş mekanikleri geliştirmek zorunda kalırız ve bunların tam ortasında God Eater 3’ün drama dolu hikayesi yatıyor.

Görünen o ki önceki isimlerden hatırladığımız Fenrir, Ash’in yayılmasının ardından tamamen yok olmuş. Sağ kalanlar, artık yer altında yaşamlarını sürdürmektedirler. Tabii birtakım deneyler sonucu insanlığın son umudu yaratılan “Adaptive God Eater”lara (AGE) bağlanmıştır. Aragami’lerle savaşabilecek kadar güçlü ve biyolojik olarak da “Ashland”e dayalıdırlar. Hikaye ilerledikçe AGE’lere karşı korku artmaya başlar ve bu grubun bir kısmı hapishaneden kaçmayı başarır.

God Eater’da hikaye anlatımı animedeki gibi ilerler ve Monster Hunter’ın aksine, bolca ara sahnenin yanında diyaloglarla süslüdür. Aynı durum God Eater 3 için de geçerli. God Eater 3’ün odak noktası karakterler olunca, AGE’lerden oluşan partimizdeki her ismin nasıl insanlıktan dışlanmış olduğuna ve yeni bir insan türünün ne olduğu hakkındaki detaylara açıklık getirmiş oluyoruz. Tabii ilk dakikalarda oyuna bodoslama daldığımız için bazı konuşmaları ve kısaltmaları anlamak zorlaşıyor. Zamanla tabirlere alışıyorsunuz.

Asıl olay karakterler ve yaratık avlamacılığının arasında geçen drama değil elbette. Monster Hunter’dan farklı olarak God Eater 3’te gezilere zaman harcamaya gerek yok. Bu da aksiyona daha fazla odaklandığımız anlamına geliyor. Seriye hakimseniz, oynanış noktasında başınıza gelecekleri az çok biliyorsunuz. Göreve git, bir veya birden fazla yaratık öldür, malzeme topla, silahlarını güçlendir ve her şeyi tekrar et. Seviye sisteminde deneyim puanı kazanma süreci biraz yavaş işliyor ve açıkçası harita kısmında da hemen hemen aynı yapılarla karşılaşıyoruz. Bazı görevler üç dakika gibi kısa bir sürede biterken, bazıları on dakikada tamamlanabiliyor. Oyundaki yaratıklar tıpkı bizim gibi gelişiyorlar. Bizden aldıkları her ısırık, onları daha güçlü yapıyor ve belli güçlendirmelerle işimizi bayağı zorlaştırabiliyorlar.

Oyunda her zaman çok güçlü Aragami’ler ile karşılaşmıyoruz ve kimi zaman saniyeler içerisinde biten savaşların ardından, kocaman bir boss ile de dövüşebiliyoruz. God Eater 3’te ne kadar sert vurursanız, düşmanın size aynı şekilde daha sert cevap vereceğini bilmeniz gerekiyor. Bu nedenden karakterinizi kontrol ederken, sağa sola hareket edip yaratığa göre konumlanmanız önemli. Koca et parçalarıyla donanmış silahlarımızı kimi zaman saldırıları savurmak için de kullanabiliyoruz. Her şey bir kenara oynanışta God Eater, Monster Hunter’dan daha hızlı. Üzerinde deney yapılmış bir karakter olmanın getirdiği bonusları kullanabiliyoruz. Çeşitli yeteneklerle komboları birleştirdiğimizde, yaratıkların pek şansı kalmıyor. Tabii doğru zamanda, doğru şekilde kullanmayı başarabilirsek.

Oyundaki zorluk eğrisi, AI sayesinde farklı boyutlara ulaşabiliyor ancak fazla yaratık gelmesinden daha fazlasını etkilemiyor. Şöyle ki bazı müttefiklerimiz iyileştirme yeteneğine sahip ve yere serildiğimiz an yardımımıza koşabiliyorlar. Tabii iyileştirilemeyecek kadar yüksek hasar alırsak yani kısacası nakavt olursak, kazandığımız söz konusu ödülleri kaybediyoruz. Bitiş çizgisine ulaşana kadar dayanmak önemli ve açıkçası bu kısımda oyun, Monster Hunter’a oranla daha az sıkıntılı.

Mücadelemiz devam ederken veya materyal topladıkça, kısacası karakterinizle zaman geçirdikçe AGE olarak rolünüze kısa sürede alışıyorsunuz. Her ne kadar online olarak arkadaşlarınızla hikayeyi oynayamasanız bile yanınızda sürekli başka karakterlerin olması, yalnız hissetmenize izin vermiyor ve şaşılacak derecede oldukça temiz tasarlanmışlar. Gerek dövüş kısmında, gerekse yardım etme noktasında görevlerini başarıyla gerçekleştiriyorlar.

Oyun dışına çıkıp biraz daha kişisel gücünüzü test etmek istiyorsanız, multiplayer olarak “Assault Missions” kısmına dalabilirsiniz. Zamana karşı yarıştığımız bu modda, Aragami’lere karşı arkadaşlarımızla birlikte çalışmamız gerekiyor.

Seslendirme, müzik ve grafik noktasında seriye hakim değilseniz muhtemelen her şeyi yabancılayacaksınız. Bunun nedeni ise anime kısmında grafiklerin sert hatlara sahip olması. Kocaman açık dünya ve manzara tadını çıkartmak değil de görev odaklı aksiyona dalacağınızı bilin. Kendinizi geliştirip, silahlarınızı güçlendirecek ve daha güçlü tanrısal yaratıklarla kapışacaksınız. Yaratık modellemeleri yeterince tatmin edici ve karakter tasarımları da hikaye noktasında aynı hissiyata sahip. Tabii daha çok seriye hakim olanlara yönelik olması, oyunu oldukça kısıtlıyor.

Seslendimeyi dilerseniz Japonca yapabilir ve anime dünyasına kendinizi daha yakın hissedebilirsiniz. Kişisel olarak Japonca seslendirmeyi, İngilizceye oranla daha başarılı buldum ve tüm oyunu bu şekilde oynadım. Gönül isterdi ki bizim karakterimiz dilsiz olmasın da ara sahnelerde iki kelime konuşsun, hikayede daha öne çıksın ancak en azından dövüş anında tepki verebiliyor, bu da başarıdır.

God Eater 3’ün tonlarca savaş mekaniği, garip ve jargon dolu anlatımı var. Monster Hunter’ın ağırlığından uzaklaşarak, kendi envanterinizi yönetmenize izin veriyor ve karakterinizin yanında düşmanınız konusunda da ustalaşmanızı istiyor. Beklentinizi yüksek tutmayın, seriye hakimseniz God Eater 3’ün hikaye ve aksiyon noktasında istediğinizi vereceğinizden emin olabilirsiniz. Yan karakterler daha başarılı ve dövüşler de daha heyecanlı. Aksine seriden uzaksanız ve ilk defa evrene dalacaksanız tekrar düşünmenizde fayda var (türünü seviyorsanız başka). Unutmayın ki başka bir dünya ekosistemine kendimizi enjekte eden bir kaşif değiliz, yaşamımız için imkansız istilacılara karşı savaşan kişiyiz.

Kingdom Hearts 3 İnceleme
Ceyda Doğan Karaş
86 doğumlu. Evli, mutlu, Tauren'li. Star Wars, Doctor Who, Yu-Gi-Oh ve Blizzard delisi. 93'ten beri video oyunlarıyla fazla uğraşıyor ve hayatı onların üzerine şekilleniyor. Korku, macera, psikoloji kitap ve animelerine bayılıyor. Koyu Beşiktaş taraftarı ve cosplay organizatörü. Ayrıca cosplay, vazgeçemediği hobilerinden sadece birisi.

Yeni Ücretsiz Battle Royale Oyunu Apex Çıktı

Previous article

Activision Blizzard, Yüzlerce Kişiyi İşten Çıkartabilir

Next article

You may also like

More in İnceleme