İnceleme

Rebel Galaxy Outlaw İnceleme

0

Simülasyon oyunlarının yanına uzay temasından hoşlanıyorsanız, Double Damage Games‘in Rebel Galaxy Outlaw oyunu size göre demektir.

Rebel Galaxy Outlaw gibi oyunlar herkese göre değildir. Çok yavaş veya hızlı geçişlere sahip olması, keskin hatlarıyla Rebel Galaxy Outlaw’ı farklı bir oyun yapıyor. Uzay simülasyonları, kendi içerisinde özel bir üne sahip ve oynanış kısmı, çoğunlukla istekli oyuncuları kendisine çeker. 

Rebel Galaxy Outlaw, 2015 yılındaki Rebel Galaxy’nin öncüsü niteliğinde. Eğlencesi ise kusurlu noktalarında yatıyor. Orijinalde oyun, gemiden gemiye farklı nedenlerden atlamaktan ibaret. Geminiz patlayabilir veya her şeyini kaybedene kadar sizin kontrolünüzde olabilir. Oyun, küçük, çevik gemiler ve daha büyükleri arasında kapışma şeklini alıyor, bunu da beklediğinizden daha iyi sunuyor. 

Kontrolü ele aldığınızda, ilk göreviniz eski bir dostunuzu size bir iyilik karşılığında gemi vermeye ikna etmek. Juno biraz karmaşık bir geçmişe sahip ve oyun boyunca kaçakçılık günlerinden itibaren birkaç kişiyle karşılaşıyorsunuz. Her biri “yasal olarak” az işler sunuyor. Oyun sırasında zaman geçireceğiniz çok sayıda bardan birinde bu arkadaşlarla tanışıyorsunuz. Ayrıca, barmenlerden değerli kargoları, ipuçlarını veya korumak için yük gemisi konvoylarını, mallar için iyi fırsatları bulabileceğiniz ipuçlarını da alabiliyorsunuz. Daha barışçıl bir yol almak istiyorsunuz diyelim. Çalıştığınız çoğu uzay istasyonu aynı zamanda iş alabileceğiniz mallar ve görev panoları ile ticaret yapabileceğiniz pazarlara sahip. Bunlara ek olarak bazıları daha iyi paralar veren, ancak genellikle daha zor işler sunan Merchant Guild’in veya Mercenaries Guild’in içinde oluyorlar.

Tüm bunlara girmeden önce Juno’nun ilk işi, bize oyunu tanıtmak ve uzay kurallarını anlatmak. Birçok yönden uzay simülasyonları “genelde” bu tarz konulara pek girmez. Tabii bu türe alışıksanız, eğitim kısmını hızlıca geçeceğinizden şüphe yok.

Oyunu normal modda oynarsanız, doğru yöne işaret etme ve hedeflere vurma kısmında yardımcı bir radar da dahil olmak üzere sağlam donanım parçasına sahip oluyorsunuz. Sensörlerinizi bir araca kilitleyebilir ve basit düğme kombinasyonuyla hedefler arasında geçiş yapabilirsiniz. Ayrıca, çevrenizde olup bitenler hakkında daha iyi radar görüntüsü elde etmek için tarama yapabilirsiniz. Bu noktada muhtemelen oyunun en can alıcı kısmı “pek tabii ki” geminizi “kontrol edebilmek”. Eninde sonunda otomatik pilot seçeneğine sahipsiniz ve hızınızı da kontrol edebilirsiniz. Ancak bu sistemin her zaman çalışacağına pek güvenmeyin.

Durum şu ki özellikle oyunda ilerledikçe sadece keşiften fazlasına ihtiyacınız olacak. Silahlarınızı geliştirmeli, geminizi sağlamlaştırmalısınız. Gemi kontrolünde otomatik pilotun bile yapamayacağı manevralarda kontrolü siz ele almalısınız. Oyun sonlarına yaklaşıkça veya görevlerde ilerledikçe en ufak bir hata geminizi tamamen kaybetmenize yol açabiliyor. Burada tavsiyem, zamanınızı hedefleme ve geminizi tanımaya harcamanız, ayrıca sık sık radar kontrolü yapmanız.

Oynanış kısmında başlarda her şey sıkıcı gelebilir. Hedefle ve ateş et, patlat ötesine gidemiyorsunuz. Hatta kendinizi fazla güçlü gibi hissetmeniz mümkün. Ancak her ne kadar basit görünse de zamanla gözünüz radarınızdan ayrılmayacak ve güçlendirmelere çılgınlar gibi abanacaksınız.

Pilot kabinindeyken menüye istediğiniz zaman ulaşabiliyorsunuz. O an aksiyondaysanız yavaşlama oluyor ve ekrandan istediğiniz seçimi yapabiliyorsunuz. Haritanızı açabilir veya radyo kanalları arasında sörf yapabilirsiniz. Bunların yanında gemi kalkanınızı, silahlarınızı, güçlendirmelerinizi de kimi zaman göz ucuyla dürtükleyin.

Simülasyon kısmında tatmin edici olsa ve sizi çokça meşgul etse de oyunun özellikle navigasyon kısmı sıkıntılı. Oyun, size uzak mesafeli hızlı uçuşlara pek izin vermiyor. Savaşta değilseniz, A noktasından B noktasına ulaşmak için anında hızlı seyahat edebilirsiniz, otomatik pilotu etkinleştirebilirsiniz veya seyahat ettiğinizi kanıtlar edasında ışık moduna girebilirsiniz. Bu arada gerçek zamanlı olarak yolculuklarınızı iptal edebiliyorsunuz. Olur da çok uzak mesafelere gitmeden yakınnızda yapmak istediğiniz bir görev varsa, tek tuşla bu işlem gerçekleşiyor diyebiliriz. Ancak uyarmam gerek ki seyahat modundan zorla çıkarılmanız da mümkün. Mesela düşman gemileri yolunuzu kesebiliyor. Sıçramayı tekrar başlatmak için ise kontrolü sizin almanız ve bu işlemi manuel yapmanız gerekiyor. Birden fazla sistemden uzaktaki bir hedefe gitmeniz gerekiyorsa veya çok sayıda kargo taşıma görevine sahipseniz, bu gerçekten sorun yaratabiliyor.

Çok fazla detayın içerisinde kaybolurken, ister istemez beklentiniz hikaye yönüne kayıyor. Oyun başta, sağlam hikayesi varmış gibi başlıyor, ancak beklentilerinizi karşılayamıyor. Juno ve diğer pilotların, oynanışta daha fazlasını sunmasını istiyorsunuz. Keşke bu kısma daha fazla odaklanılsaymış. Diğer tarafta hikaye pek olmasa da müzik seçimleri çok başarılı. Radyo kanalları arasında gezerken ve düşman gemilerini patlatırken ister istemez tempo tutuyorsunuz. 

Grafik kısmı gerçekçilik ve çizgi dizi kıvamı arasında gidip geliyor. Uzay istasyonları asteroitlere kadar uzanıyor. Bu da bir miktar boş görünen alanlara hayat veriyor ve az sayıda olsa da, satın alabileceğiniz gemilerin her birinin kendine özgü bir tasarımına ulaşmanızı sağlıyor.

Karakter kişilik eksikliği bu oyunla ilgili başka bir sorunu daha fazla ortaya çıkartıyor. O da kendisini tekrarlaması. Düşmanlarda çok sayıda farklı görev türü ve çeşitlilik var, ancak oyun boyunca aynı etkinlikleri tekrar ediyorsunuz. Başta, ilk önemli hikaye görevlerinden birini yapıyorsunuz ve gerekli parayı kazanıyorsunuz. Ardından, oyunun ortasındaki bir noktada, bu zor kazanılmış parayla satın alabileceğiniz her şeyin kilidini açmış oluyorsunuz. Böylece hikayeyi zorlamayan her karşılaşma, boşa zaman harcamak gibi hissettiriyor. Yan görevler, kilidini açabileceğiniz ek silahlar ve gemilere sahip. Tabii uzun süre Rebel Galaxy Outlaw’un tadını çıkarmak için ana oyunun tabanını kazmanız gerekiyor.

Rebel Galaxy Outlaw, fikir olarak bir uzay simülasyonun sunabileceği her şeyi ortaya çıkartmaya çalışıyor. Özellikle bu türe yeni başlayanlar için bulunmaz nimet. Rakipleriyle kıyaslandığında oldukça başarılı. Kendini tekrar eden yapısı biraz can sıksa da mekan sunumu ile kalbinizi çalmaya çok müsait.

 

Beyond: Two Souls (PC) İnceleme
Keeper of Time
“Lost time is never found again. Oh, never mind I found it.”

    Özel Röportaj – Heroes of the Storm Oyun Tasarımcısı Adam Z. Jackson

    Previous article

    HyperX, Gamescom’da Cloud Alpha S Oyuncu Kulaklığını Tanıttı

    Next article

    You may also like

    More in İnceleme