By 
Birçok oyuncunun umudu kestiği Surviving Mars serisi, Surviving the Aftermath ile devam edecek gibi duruyor. İnsanlığa karşı umudunuzu yok edin, bu sefer daha zorlu bir dünyaya dalıyoruz.
Kıyamet sonrası dönemde geçen oyunların hastası olanlar muhtemelen kendilerini oyunun başına kilitleyecekler. “Surviving” oyunda odaklanmanız gereken tek konu. Gerçek anlamda kurtulabilmek adına birçok detayı defalarca gözden geçirmeniz gerekiyor. Aftermath, Surviving Mars’tan çok daha fazla kurcalanmaya ihtiyaç duyuyor. Şık fiberglas barınakları ve helyum-3 mayınları inşa etmek için drone göndermiyorsunuz. Onun yerine çadırlar ve acil barınma yerleri, balıkçı kulübeleri ve ilkel testereler koymaya hazır olmanız gerekiyor.
Nüfusunuzun yarısı farkına varmadan radyasyon bulutları tarafından öldürülebiliyor. Hayatınızı kurtaracak olan ise güneş panelleri. Teknolojinin zirvesine ulaşmak için daha çok yol katetmeniz gerekecek. Sonuçta yeni bir medeniyet kuracaksınız. Unutmamanız gereken ise kıyamet sonrası gerçek bir formda, diğer insanlar da doğanın kendisi kadar tehdit oluşturabiliyorlar. Hayatta kalma kısmını sadece siz değil, herkes düşünüyor.
Nadir kaynaklara ihtiyacınız olduğunda koloniyi terk etmeniz ve arayışı kendiniz yapmanız gerekiyor. Doğal olarak kendinizi haydutların ortasında bulabiliyorsunuz. Oyunun tüm konsepti maksimum mücadelede oyuncuya kendisini sunmaya çalışıyor. Ayrıca Surviving Mars’tan daha hızlı bir giriş yapıyor. Oyunda haritanın belli kısımlarını keşfedebilir ve buluşlar üzerine yoğunlaşabilirsiniz. Kimi zaman ortaya çıkan “events” ise potansiyel oynanış süresini artıracak gibi duruyor. Mesela karavanlar aniden kapınızda beliriyor ve üzerlerine tıkladığınızda birtakım diyalog seçenekleriyle karşılaşıyorsunuz. Sizin insanlarınız ayrıca size bilgi verirken, enkaz halindeki arabalarda veya bazı malzemeler bulmakta zorlandıklarını belirten konuşmalara denk gelebilirsiniz. Çok fazla etkinlik seçeneği olmadığı için ve “erken erişim”den olmasından kaynaklı, bazı görevler kendini tekrar edebiliyor. Tam olarak RPG olmasa bile bu tarz etkinlik silsilesinin olması hoş bir detay olmuş.
Surviving Mars’taki drone’ların görevini hayatta kalan halkınız yapıyor. Daha doğrusu kurtulmayı başaranlar. Çoğu yararlıdır ve eli boş dönmez. Onları etkili şekilde çalıştırabilirsiniz. Tabii unutmayın ki hayatta kalanların işlerini yapabilmesi için dinlenmeleri de gerekir. Çok sık yürütürseniz, verimlilik kaybederler. Aynı anda birden fazla bina inşa etmek, özellikle de kaynaklar azsa, karmaşıklığa neden olur. Bir projeyi tamamlamak ve bir sonrakine geçmek yerine, her iki şantiyenin yarı kaynağı olacak. Doğal olarak bu kaynaklar aniden tükenebilir, hatta ikisi de yarım kalabilir.
Paradox Interactive’in oyunlarının mükemmel olmasını beklemek zor. Ancak belli bir kısmın hayranı olduğu gerçek (bunlardan biri benim). En önemlisi kafa dağıtacak, çoğumuzun kalbinde yer edinmiş başarılara da sahipler. Firma, oyun için 2020 yılının sonlarına doğru uygun bir sürümle aylık güncellemelerin geleceğini vaat ediyor. Oyunun zaten tam olarak bitmediği hissini hemen alıyorsunuz. Bu nedenden beklentinizi çok da yükseltmeyin. Günün sonunda erken erişim oyunlarına bütçe ayırmak risklidir. Aftermath, erken erişim olmasına rağmen türünün tatlılıklarını sunmaktan geri kalmıyor.
Her şey bir yana Surviving the Aftermath, hayatta kalma amacını yerine getiriyor. Surviving Mars, sert bilim tarafıyla göz alıcı derecede benzersizdi. Onun yerini daha eskilere götürmek, riskli bir adım. Umuyoruz, hızlı bir şekilde oynanışta çok daha fazla detayla karşılaşırız. Surviving serisini zaten seviyorsanız, Aftermath de dilediğinizi verecek demektir. Daha oyun için çok iyi veya kötü demek için fazla erken.
