Artık hazırsınız… Yıllar sonra tekrar karşımıza çıkan hayatımızın en epik Warcraft karakterlerinden biri olan Illidan, geri döndü. Dönüşü de muhteşem oldu ancak seviyeleri 110 yapsak ve ilk raid’imiz açılsa bile hala kendisinden ses seda yok. Gul’dan kaçıyor olsa gerek… Yoksa?! Tamam, kötü düşünceleri bir kenara bırakalım. Koskoca World of Warcraft evreninde elbet kötü sonlar olduğu kadar, güzellerine de denk gelmek mümkün. Bu yazımda sizlere minimum derecede hikayeden bahsedeceğim. Çünkü ne yazsam spoiler sayılacak ve işin sürprizini kaçırmak istemiyorum.
Blizzard‘ın en sevilen oyunlarından biri olan ve MMORPG dünyasının vazgeçilmezi haline gelen World of Warcraft, yeni paketi Legion ile bizleri daha epik maceralara sürüklüyor. Kısaca Legion, hem Horde hem de Alliance’ın büyük kayıplar verdiği ve tek yürek olarak Burning Legion’a karşı savaşmaya çalıştığı bir paket. Eskiden Night Elf’lerin yaşadığı yer olarak bilinen The Broken Isles hikayemizin ana mekanlarından biri. Burası, yaşamın neredeyse yok olduğu ve Gul’dan tarafından yönetilen Burning Legion‘ın hüküm sürdüğü topraklar.
Mesleklerimiz, yeteneklerimiz, yetenek ağacımız, yeni zindanlarımız, 10 yeni seviye ve daha fazlası Legion’da bizleri bekliyor. Bu yazıyı okuyanlardan birçoğunun çoktan 110. seviyeye ulaştıklarını ve hatta raiddeki boss’ların canına okuduklarını tahmin edebiliyorum. Yine de herkesin farklı bir bakış açısı olduğu gibi benim de Legion hakkında yazacaklarım var. Bunlardan ilki; Burning Crusade’den sonra en çok eğlendiğim ek paket olma özelliğine sahip. Lich King gibi bir efsaneyi unutmadım merak etmeyin. Ne zaman herhangi bir World of Warcraft (WoW) sinematiği izlesem veya izlediğim başka WoW videosunda etkileyici bir karakterin sesini duysam, tüylerim diken diken olur. Sonra bir bakmışım WoW hesabımı açmış, karakterimle Azeroth’un güzelliklerle süslü topraklarında süzülüyorum.
World of Warcraft, ilk çıktığı günden beri tek zamanımı ve paramı acımadan harcadığım oyun olma özelliğine sahip. Kalbimde daha zibilyon tane oyun var ancak WoW, her zaman farklı bir yere sahip olacak. Konumuzu saptırmadan devam edecek olursak; Demon Hunter, oyunun en önemli yeniliklerinden biri. Diğer önemli ismimi ise Broken Isles. Broken Isles 10000 yıl önceki War of The Ancients’dan beri kaybolduğu düşünülen bir kara parçası ve 5 Farklı alt bölgeden oluşuyor; Stormheim, Val’sharah, Azsuna, Highmountain, Suramar. Ana hikayemiz ve paketin birçoğunun geçtiği harita ise Suramar. Burası, bol bol reputation yani itibar puanı toplayacağımız yer. Bozulmuş elf ırkına hayat vermeye çalışırken, günlük görevleri yapacak ve buranın halkına özgürlük getirmeye çalışacağız. Unutmayın, her gün mutlaka üşenmeden World Quest‘leri yapın, özellikle Suramar bölgesini açıktan sonra.
100. seviye bir karakterde görevlere göre Suramar haricindeki bir haritadan başlıyoruz. Suramar, 110. seviyede oynanabilir bir harita. Harita seçiminde buraya ölçeklendirme, oyun deyimiyle scaling özelliği araya giriyor. Yani bizimle birlikte tüm dünya değişiyor. Yaratıklar, bizimle aynı seviye oluyor ve buna bağlı olarak da tüm Legion paketi bizimle birlikte gelişiyor. Yani son bölge olan Suramar haricinde hangi bölgeye gidersek gidelim, alacağımız XP yani deneyim puanı değişmiyor. Her harita farklı bir amaca hizmet ediyor. Yıllardır druid oynayan biri olarak Val’sharah favori mekanlarımdan oldu ve hikayesi de bir o kadar hüzünlü. Henüz oyunu oynamayanlar için spoiler vermek istemiyorum. Tabii ikinci favorim bir Tauren aşığı olarak Highmountain. Birçok WoW oyuncusu Highmountain’ı sevemedi. Çok fazla mağara ve dolambaçlı yollara sahiptir ancak manzaraları inanılmazdır ve hikayesi de diğer haritalar kadar etkileyici, eğlencelidir. Bu pakette her haritanın birbirine bağlantılı ve etkileyici hikayeleri mevcut. Ayrıca paketin diğer önemli özelliği olan “artifact’imizi güçlendirmek” için de haritalardaki birçok görevi tamamlamamız gerekiyor. Hemen hemen her birinin ucunda silahımızı daha da güçlendirecek olan artifact puanlarımız bizleri bekliyor. Diğer haritalardan Stormheim, Horde ve Alliance arasındaki savaşa tanık olduğumuz bir harita. Azsuna, eski Night Elf mekanlarının arasına daldığımız, mavi ejderhaların bize eşlik ettiği ve Nagalar’ın kimi zaman canımızı sıktığı bir harita.
Oyunun diğer önemli kısmı olan Order Hall ve Artifact’e daha yakından bakalım. Artifact, oyundaki silah mantığını ortadan kaldıran bir yapı. Her rol için ayrı Artifact mevcut. İkinci veya üçüncü, hatta dördüncü rolünüz için Artifact’inizi almak istiyorsanız; en az seviye 102 olmak zorundasınız. Bu nedenden ilk Artifact silahınızı alırken, seçiminizi dikkatli yapın. Artifact silahımızı güçlendirmek için Artifact Power‘a ihtiyacımız var. Artifact Power, görevlerden, zindanlardan veya Order Hall’daki diğer görevlerden çıkabiliyor. Hatta World Quest yaparken bile Artifact Power bulmak mümkün. Belli Artifact Power’a ulaşınca, silahımızın yetenklerini güçlendirebiliyoruz. Ayrıca Artifact silahımıza çeşitli Relic’ler de takabiliyoruz. Bu Relic’lerin, tıpkı zırhlarımız gibi belirli iLvL’ları (item level – üzerimizdeki eşyaların, zırhların, ekipmanların seviyeleri) var. Peki Artifact silahlarımız nasıl şekil değiştiriyor? Cevap: belli görevleri tamamlayarak. Tüm Order Hall görevleri veya belli hikaye görevleri yaptıkça, silahımızın şeklini değiştirmek mümkün.
Gelelim Order Hall kısmına; burada önemli olan sınıfınızı sevmek. Çünkü her sınıfın, mükemmel Order Hall’u var. Burası bizim merkez üssümüz ve hemen hemen her şeye sahibiz. Aslında biraz garnizon sistemine benziyor ancak çiftçilik veya sürekli toplayıcı mesleklerle uğraşmak yerine, karakterimizi gerçek anlamda geliştirdiğimiz bir yer. Order Hall, tamamen bize ait ve sizinle aynı sınıftan olan başka oyuncuların da bulunduğu bir mekan. Burada, kendimizi önemli hissediyor ve ayrıca garnizondaki gibi follower’larımızı görevlere yolluyoruz. Tabii önemli hikayesel stratejiler de Order Hall’larda dönüyor.
Karıkoca Kavgası #1 – MMORPG Kafası da Nedir?
Legion, zindan yani dungeon olarak son derece doyurucu bir hamle yaparak, bizi Diablo III mantığıyla başbaşa bırakıyor. Diablo III oynayanlar bilirler. Haritalarda belirli zorluklarda takılır ve daha iyi eşyalar düşürmek için elimizdeki Greater Rift Keystone’ları harcarız. Legion ile buna benzer bir mantıkla karşı karşıyayız. Zindanlar; Normal, Heroic, Mythic ve Mythic+ olmak üzere farklı zorluklara sahipler. Mythic+ bu paketin en eğlenceli zindan zorluğu. Zindandaki yaratıkların canları ve verdikleri hasar artıyor. Mythic+’ın olayı ise belli sürede (tıpkı Diablo III’teki gibi) o zindanı bitirirsek, sonunda bizi güzel eşyalar bekliyor demek. Olur da o sürede bitiremezseniz, üzülmeyin. Her türlü nadir bir eşya veya Artifact Power, gold vs. bir şeyler çıkıyor. Ancak tavsiyem, verilen süreden önce zindanı bitirmek. Böylece karakteriniz için çok cici eşyalara kavuşmanız mümkün oluyor. Mythic+ zorluğu için Mythic zorluğunda bir zindanı bitirmek zorundayız. Mythic zorluğundan Dungeon Key Stone düşüyor ve bunu da Mythic+ zorluğuna çevirmek için kullanıyoruz. Keystone’lar da kendi seviyelerine sahipler. 2. seviye bir keystone ile Mythic+ bitirdiğiniz zaman bu keystone 3. seviyeye yükseliyor. Ancak unutmayın, keystone’lar sürekli çantanızda kalmıyor. Belli bir süre sonra kullanmazsanız, kayboluyorlar. Zaten süreleri keystone’un üzerinde yazar.