- 24paylaşım
- 23Facebook
- 1Twitter
Warner Bros. Pictures ve Legendary Pictures, yarattıkları sinematik Canavar Evreninin parçası olan Godzilla ve Kong: Skull Island/Kong: Kafatası Adası‘ın küresel başarısının ardından, bu kez Godzilla’yı popüler kültür tarihinin en bilinen bazı canavarlarıyla karşı karşıya getiren destansı aksiyon macera Godzilla II: Canavarlar Kralı/Godzilla: King of the Monsters‘a imza attılar.
Godzilla: King of the Monsters Konusu ve Oyuncular
Koca canavarların kapışması ve kendi liderliklerini elde etme çabaları, diğer tarafta toksikleşmiş Dünya’yı temizleceklerine inanan bazı insanlar. Godzilla 2, tam olarak bu konudan besleniyor ve türünün hakkını da sonuna kadar vermeyi başarıyor. Aksiyon, macera, fantastik öğelerle süslü filmin yeni hikayesinde kripto-zooloji kuruluşu Monarch’ın üyeleri ortaya kahramansı bir çaba koyacaktırlar çünkü aralarında güçlü Godzilla’nın da bulunduğu kudretli canavarlar Mothra, Rodan ve Godzilla’nın baş düşmanı Üç Başlı Kral Ghidorah birbirleriyle mücadeleye girişirler. Antik çağlara ait —ve sadece birer mit oldukları sanılan— bu süper türlerin hepsi hayata döner dönmez bir üstünlük savaşına girerek insanoğlunun varlığını tehlikeye sokarlar.
Michael Dougherty’nin (Krampus) yönettiği filmin başrollerini Oscar adayları Vera Farmiga (Up in the Air, The Conjuring), Ken Watanabe (The Last Samurai) ve Sally Hawkins (Blue Jasmine) paylaşıyor. Watanabe ve Hawkins, Godzilla’da daha önce canlandıkları rolleri bir kez daha üstleniyorlar. Filmde yer alan diğer oyuncular ise şöyle: Kyle Chandler (The Wolf of Wall Street, Manchester by the Sea), sinemaya bu filmle adım atan Millie Bobby Brown (Stranger Things), Bradley Whitford (Get Out); Thomas Middleditch (HBO yapımı Silicon Valley), Charles Dance (HBO yapımı Game of Thrones), O’Shea Jackson Jr. (Straight Outta Compton), Aisha Hinds (Star Trek Into Darkness) ve Altın Küre adayı Zhang Ziyi (Memoirs of a Geisha, Crouching Tiger, Hidden Dragon).
Godzilla: King of the Monsters İzlemeye Değer Mi?
Godzilla çok özel seridir. Bazı yapımlarda kötü isim olarak anılır ve onu yok etmeye çalışan güçler öne çıkarılır. Kimi zaman ise insanlığın bir numaralı kahramanı olarak gösterilir. Bu filmde Godzilla, “benim mekanımdasınız, burası benim Dünyam adam olun!” ihtişamıyla öne çıkmayı başarıyor ve daha iyisi görsel anlamda leziz detayları sunmaktan da geri kalmıyor.
1954 yılından bugüne kadar Godzilla’nın en büyük sorunu tam olarak kalıba sığdırılamamasıydı. Çünkü yaratılan canavarın amacı, neden yıkımı beraberinde getirdiği veya arkasını dolduran hikayesi kesin değildi. Canavar filmi denildiğinde efsane olduğu gerçek ve 2019 yılına kadar da büyük değişimler geçirdi. Gerçek şu ki Godzilla’nın tam 34 filmi var. Bazıları anime film, bazıları beyazperdede sadece Japonya’da gösterildi. King of the Monsters ile bu sayı 35’e çıktı ve daha güzeli 36. film için çalışmalar başladı bile ancak o kısmı es geçiyorum. Özellikle araştırmamanızı öneririm, hele ki King of the Monsters’ı izleyecekseniz. Zira bu filmde iki son mevcut ve doğal olarak spoiler yemeden film keyfi yapmanızı isterim.
Kong: Skull Island’ı izlediyseniz zaten 31 Mayıs’ta 2D, 3D, IMAX 3D, Türkçe dublaj ve Türkçe altyazı seçenekleriyle vizyona girecek olan Godzilla 2’nin “devam edecek” kafasını yaşatacağını bilmeniz gerek. İzlemediyseniz önce Skull Island, sonrasında bu filmi izleyebilirsiniz. Malum, bu filmler birbirleriyle bağlantılı. Skull Island sonunda Godzilla 2 için Rodan, Mothra ve Ghidorah görselleri gösterilmişti. Bu da yeni filmdeki beklentileri yükseltmeye yetti. Godzilla 2’de Mothra, insanlara karşı daha barışçıl. Rodan ve Ghidorah ise aksiyonda en çok gördüğümüz titanlardan.
Filmdeki, “alfa” olan diğer titanlara (canavarlar, filmde titanlar olarak dillendiriliyor) yön verecek güç kavramı çok temiz şekilde işlenmiş. Ghidorah zaten alfa olarak Godzilla’ya kafa tutabilen tek titan olarak konumlanıyor. Modellemeler enfes. Tüm titanlar, özenle hayata geçirilmiş ve özellikle savaşma sahnelerinde “aksiyon mu istiyorsunuz, alın size aksiyon” mesajı veren çokça patlama, hırlama, gürleme vb. detay var. Her titan için farklı ses efektlerinin kullanılması ve klasikleşmiş Godzilla müziklerinin de filme eklenmesi hoş olmuş. Detay demişken; eğer Godzilla hayranıysanız (şekil A ben), Mothra’nın göz çevresindeki desenler ve renkler olsun Godzilla’yla nasıl uyum sağladığını veya eski filmlere yapılan minik göndermeleri gözden kaçırmanız imkansız. Görsel anlamda her şey başarılı ve türünün hakkını başarıyla veren filmde, oyunculuk da izleyiciyi etkilemeye yetiyor.
Her şey bir yana, koca koca yaratıkların birbirleriyle savaşması, parçalara ayrılan koca kuleler, patlamalar gibi yıkım dolu hafif “kıyamet sonrası” havası katılan filmlerden hoşlanmıyorsanız Godzilla 2, size göre değildir. Seriyi takip ediyorsanız, orası tamamen ayrı. En azından titanların tarihine daha fazla girip, sadece yıkıma odaklanmayan filmde hikayenin arkasının doldurulması güzel olmuş. Muhtemelen çoğunuz için ortaya çıkacak tek sıkıntı, bahsedilen 17 titanın hepsi gösterilmiyor. Yıldız gibi parlayan birkaç titan dışında, geriye kalan isimler sönük kalmış ve onların tarihsel boyutu dışlanmış. Genelde “taşların dili olsaydı neler anlatırdı be!” edasıyla anlatılsa bile eklenmesi de yetiyor.
Kısacası türünü sevenler, Godzilla: King of the Monsters’ı oldukça beğenecek. Türünün dışında kalanlar izlerse ya meraklarına yenik düşüp MonsterVerse’e (-Massive unidentified terrestrial organisms/MUTOs- Kocaman tanımlanamayan yeryüzüne ait organizmaların yaşadığı alternatif bir Dünya’daki zaman çizelgesi) dalacaklar ya da öylesine izlemiş olacaklar. Her şekilde zamanınıza değecek. Şimdiden iyi seyirler.
“Long live the king!”
Aladdin (2019) İzlemeye Değer Mi?