İnceleme

Monster Hunter World: Iceborne İnceleme

0

Monster Hunter World: Iceborne, Capcom’un en çok satan isimlerinden olan Monster Hunter: World’ün ilk ve tek büyük DLC’si.

Oyunun PS4 ve Xbox One versiyonu 6 Eylül tarihinde piyasaya çıktı. Steam versiyonu ise Ocak 2020’de çıkacak. DLC için ana oyunu oynamanız gerekiyor. Eğer bu kısım sizi biraz korkutuyorsa, o zaman hem DLC hem de ana oyunun dahil edildiği bundle’ı satın alabilirsiniz. DLC tek başına 39.99 dolar ve DLC’nin dünyasına girebilmek için ana hikayeyi tamamlamanız gerekiyor. Hikayeyi tamamladıktan sonra Astera’daki “handler”la konuşup, yeni maceraya atılıyorsunuz.

Ancient Forest’a ufak bir giriş sinematiğinden sonra uçan tuhaf yaratıklar olan Legiana, dünyamıza girdiğini fark ediyorsunuz. Üssümüz, bu değişimi anında fark ettiriyor. Kitlesel hareketi neyin getirdiğini öğrenmek için kendinizi yeni bölgeye atıyorsunuz: Hoarfrost Reach ve DLC burada başlıyor.

Kış temalı muazzam bir mekana adım atıyor ve içinizi ısıtan müziği anında fark ediyorsunuz. İşin güzel kısmı, oyunu bambaşka bir noktaya taşıyan DLC, büyüleyici manzaralarıyla öne çıkıyor. Bir süredir Monster Hunter: World oynamıyorsanız, DLC ile birlikte daha vahşi bir dünyaya ve çeşitli yeni eşyalar, tabii ki koca canavarlara da aynı şekilde hazırlıklı olmanızı tavsiye ederiz. İlk canavarı yendikten sonra Seliana’ya geçiş yapıyorsunuz.

Astera’daki çoğu satış yapan dostlarımız, yanı görevlerini burada da yapıyorlar. Ek olarak “Steamworks” özelliğine sahipler. Bu sistem, bir çeşit yapboz parçasını birleştirme mantığına sahip. Artık kişisel bölümler için daha fazla aksesuar alabiliyorsunuz ve fotoğraf çekmesinden, hazine gibi yeni benzersiz özel görevler sizi bekliyor.

Bu hub dünyasına ulaştıktan sonra yeni zorluk “Master Rank” da görevler kazanıyorsunuz ve görev panosu tekrar 1 yıldız görevlerine başlıyor. Tıpkı ana oyunda olduğu gibi, 2 yıldızlı görevleri açmak için tüm 1 yıldızlı olanları tamamlarsınız. İsteğe bağlı görevler (yan görevler) ve investigations da elbette mevcut. Master Rank’da ayrıca yeni craft malzemeleri de bulabilirsiniz.

Tüm teçhizatlardaki nadir seviye cap 8’den 12’ye çıkarıldı, bu da zırh için yeni zırh ve silah geliştirmeler anlamına geliyor. En büyük oyun değişikliği, uzaktan gelen canavarlarla uğraşmanıza ve yeni saldırılarla onları havada avlamanıza izin veren “Clutch Claw” adlı bir araç. Ana silahınızla bağımsız olarak kullanılabilir.

Hikaye, DLC olmasına rağmen oldukça uzun ve hatta Iceborne, bir uzantıdan çok yepyeni bir oyun gibi hissettiriyor. Ana oyunda 25 hikaye görevi ve 25 ana oyun görevi var. Biraz hızlı ilerliyor, çünkü zaten iyi bir donanıma sahipsiniz ve oyun mekaniğine aşina olduğunuzdan çatır çatır ilerliyorsunuz.

Eğer bir süredir oyuna zaman harcamadıysanız, tekrar alışmanız çok uzun sürmez. Yalnız veya co-op oynamanız, bu etkiyi pek değiştirmez. Co-op, kesinlikle çok daha hızlı ilerlemenizi sağlıyor. Diğer tarafta kimi zaman her şey yolunda gitse de hedef canavarı yenmek için ortalama 35-40 dakika sürebiliyor. Elder Dragons gibi zorlu canavarlar, birkaç kere deneme gerektiriyor ki bu da oynanış süresini arttıran etmenlerden. Hatta bu koca ejderhaları yenmek için biraz “farm” mantığına girmeniz gerekebilir.

Her şeyi tek başınıza yapmak, gerçekten zor. Her arayışa girdiğinizde farklı bir canavarla karşılaşma ihtimaliniz var ve güçlü canavarlar, doğal olarak canınızı yakabiliyor. “Master” seviyesindeki canavarlar, muhtemelen en çok zamanınızı harcayacak olanlar. Diğer tarafta eski Monster Hunter canavarları da kimi zaman karşımıza çıkıyor. 

Canavarların farklı temel zayıflıkları ve saldırıları var, ancak aynı şekilde hareket ediyorlar. Örneğin, yeni bir Legiana mevcut, ancak eskisiyle neredeyse aynı temellere sahip. Açık olmak gerekirse en iyi dengeyi kesinlikle Elder Dragons sağlamış. 

Iceborne’un oyunun son halini çarpanlara ayırırken ana oyundan daha fazla zaman harcattığını düşünebilirsiniz. Fazla spoiler olmaması adına hikaye kısmına veya derinlemesine detaylara girmiyorum, malum sürprizi bozmak olmaz. Önemli olan yeterince eğleneceğinizi bilmeniz. Ayrıca yeni hikayeyi bitirmeniz, sadece başlangıç. Oyun endüstrisine baktığımızda DLC’nin sundukları fiyat performansı bakımından oldukça iyi. Yüzlerce saatlik oynanışa kavuşabilirsiniz. Yığınla canavar, fotoğraf çekimleri, hazineler, oyun alanları, seviyeler ve dahası.

Yeni bölge kesinlikle mükemmel görünmekle birlikte, ister istemez daha fazla bölge isteğinizi de uyandırıyor. Evet, yeni oyun sonu bölgesi mevcut, ancak çok da büyük değil. Hoarfrost Reach, özünde en büyük bölge gibi adlandırılsa da Ancient Forest veya Coral Highlands kadar büyük hissettirmiyor. İlk birkaç görevden sonra zamanınızın çoğunu eski haritalara geri dönüp yeni canavarlarla savaşarak geçirdiğinizi fark ediyorsunuz.

DLC ile ana oyuna bir veya iki ek yeni harita eklenmesi çok daha iyi olabilirdi. Her şekilde Iceborne’un, DLC olmasının nedeni zaten bu. Aksi durumda Monster Hunter World 2’miz olurdu. Sonuç olarak Iceborne, harika sunumu ve leziz atmosferiyle başarılı bir DLC. Parasının hakkını sonuna kadar veriyor. 

 

Spyro Reignited Trilogy İnceleme
Keeper of Time
“Lost time is never found again. Oh, never mind I found it.”

    NBA 2K20 İnceleme

    Previous article

    Control İnceleme

    Next article

    You may also like

    More in İnceleme