By 
- 20paylaşım
- 20Facebook
- 0Twitter
Ülkemizde Mission: Impossible Yansımalar olarak 27 Temmuz Cuma günü vizyona girecek olan Mission: Impossible – Fallout, başrollerinde Tom Cruise, Henry Cavill, Rebecca Ferguson gibi özel isimlere yer veriyor.
Aksiyon konusunda yıllardır birçok sinemaseveri mutlu eden Mission: Impossible serisi, Christopher McQuarrie sayesinde Tom Cruise’un yüzüne sahip. Pek sevgili yönetmen The Mummy, Jack Reacher, Edge of Tomorrow gibi yapımlarda Cruise ile çalışma fırsatına erişmişti. Mission: Impossible Yansımalar ile tekrar bir araya gelen ikili, işlerini yine oldukça başarılı şekilde beyazperdeye taşımışlar.
Görevimiz Tehlike serisinin altıncı halkası olan film, Ethan Hunt’ın (Tom Cruise) CIA ile ters düşmesiyle kara listeye girmesini konu alıyor. Yaşattığı güven sıkıntısı yüzünden yanında başka bir ajan olan August Walker (Henry Cavill) beliriyor. Dünya’yı tehlikeye atan nükleer bomba tehditinin belirmesiyle, Hunt ve ekibi bazı kuralları hiçe saymak zorunda kalırlar. Daha da ilginci eski bir “dost” olan Solomon Lane (Sean Harris) ile yolları tekrar kesişir. Bu sefer ortalık iyice karışır.
Olay aksiyonsa son zamanlarda birçok film ne yazık ki hayal kırıklığı yaşatıyor. Bunun nedeni ise biz pek sevgili izleyenler, mantık konusunda bazı konuları abartıyoruz. Aslında biz de kendimizce haklıyız, hani “oradan atlanır mı oğlum aloo, bak kesin bu kötü adam” kafasını o kadar çok yaşıyoruz ki “büyük sürprizler” her filmde olmazsa olmaz beklentilerimiz haline gelmiş. Mission: Impossible Yansımalar da bu konuya biraz olsun yaklaşmayı başarmış.
Şöyle ki kötü adamı tahmin etmek fazla zaman almıyor ancak onun yakalanmaya çalışma kısmında, hikayenin işleyişi oldukça eğlendiriyor. Filmin özellikle “Yansımalar” etiketini almasının da özel bir anlamı olduğu gün gibi ortada. Özellikle 3D ve IMAX izlediğinizde Ethan’ın rüyalarında belli detaylar gözden kaçmıyor. Ek olarak karanlık çekimlerde ve sahne geçişlerindeki ışık oyunları da etkileyici olmuş.
Tom Cruise’un bu film serisindeki başarısına artık alışığız. Adam 60’ına merdiven dayadı ama hala fizik ve kuvvet konusunda performansı hiç düşmemiş. Ayrıca Cruise’un Ethan Hunt’ından aşina olduğumuz mimikleri, onun hangi sahnelerde nasıl davranacağını bilmek ve hatta planlarından genellikle haberdar olmak işin eksisi gibi görünse de aslında değil. Aksine, belki de filmi eğlenceli yapan en önemli malzeme.
Onun yanında filmdeki en tatlı isimler hiç kuşkusuz Simon Pegg (Benji Dunn) ve Ving Rhames (Luther Stickell). Üçlü arasındaki ilişki kimi zaman komedi, kimi zaman ciddi unsurlarla birleşirken seyirciyi eğlendirmekten geri kalmıyor. Şaşılacak derecede bıyıklı Henry Cavill (August Walker) görmek, filme artı ekleyen başka bir unsur. Kişisel olarak Cavill’in, Mission: Impossible Yansımalar’a Justice League’den daha çok yakıştığını itiraf etmeliyim. Ayrıca bir içim su ve “en sevdiğim” sarışınlar listeme eklenen Vanessa Kirby (White Widow) bebeğimin de performansını kısa süreli de olsa görmek, beni pek mutlu etti. Darısı başınıza.
2 saat 28 dakikalık film, türünü sevenlerin ihtiyacı olan hemen hemen her şeyi veriyor. Kimi zaman eğlenceli ve güldüren, kimi zamansa ciddi dövüş sahnelerini barındıran sahnelerin yanında klasik gaza getiren Görevimiz Tehlike notaları filme renk katan güzelliklerden. Bol patlamalı, koşmaları, zıplamalı sahneleri de es geçmemek gerek. Özellikle aksiyon sahnelerindeki kamera geçişleri gözlerinizi şenlendirecek. Her şekilde Fallout, bizden 10 üzerinden 8 alıyor ve bir önceki Rogue Nation’dan daha dolu şekilde karşımıza çıkıyor. Şimdiden iyi seyirler.
