Sinema

Hayvan Mezarlığı Filmi Nasıl Olmuş? – İzledik

0

Stephen King kitapları sapkın olmalarıyla bilinir. Hatta onun için giriş ve gelişme mükemmel giderken, sonucu bir türlü toparlayamaz derler. Hayat vermesine olanak sağladığı filmlerin çoğunda da öyledir.

Eğer King’in hayal gücünü anlayacak kadar kitaplarını okumadıysanız işiniz çok zor. Çünkü onun kaleme döktüğü hemen hemen her şey aynı evrende geçer ancak doğru kapıları bulmak ve bağlantıları kurmak, sandığınızdan daha zordur. Pet Sematary (Hayvan Mezarlığı), King’in 1983 yılında basılan romanlarından. 1989 yılında Mary Lambert’in yönetmenliğinde ilk filminde beklentiler bayağı yükseltmişti. O zamana göre aslında başarılı denilebilecek filmlerdendir. Tabii tekrar “o zamanlarda” öylesine farklı bir konuyu beyazperdeye taşımak riskliydi malum. Doğal olarak zamanla tarihin tozlu sayfalarına kayboldu. Şimdi ise Kevin Kölsch ve Dennis Widmyer aynı yönetmen koltuğunu paylaşarak karşımıza daha tatlı detayları çıkartıyor.

Hayvan Mezarlığı Konusu

5 Nisan Cuma günü vizyona girecek olan korku filmimizin konusu, Stephen King’in yeni ufuklar açan korku romanı Hayvan Mezarlığı’ndan uyarlandı. Filmde, karısı Rachel (Amy Seimetz) ve iki küçük çocuğuyla birlikte Boston’dan kırsal Maine’e taşınan ve sonrasında ailesiyle evinin yakınındaki ormanın derinliklerinde gizemli bir mezarlığı keşfeden Dr. Louis Creed’in (Jason Clarke) hikayesini anlatılıyor. Louis, yaşadığı bir trajediden sonra garip komşusu Jud Crandall’a (John Lithgow) gider ve korkunç sonuçlara yol açacak bilinmez bir kötülüğü serbest bırakarak tehlikeli bir zincir reaksiyonu başlatır.

Ellie ve Gage’in biricik kedileri Church ölünce Jud, Louis’i Hayvan Mezarlığı’nın ötesine götürür. Ancak bilmedikleri, sınırın ASLA aşılmaması gerektiğidir. Louis’i bu konuda uyaran kişi ise kurtarmayı başaramadığı genç bir öğrenci olan Victor Pascow’un (Obssa Ahmed) kendisidir. Onu rüyasında görür ve bu uyarılar, oldukça rahatsız edicidir. Louis, Jud’un onu sürüklediği korkunç yeri sorgulamadan kedisini gömer.

Aynı gece eve dönen Church’ün eskisi gibi olmadığını fark eden Louis, sadece kızını mutlu gördüğü için minnettardır. Ancak Church, çok tuhaf davranmaya ve hatta ailenin üyelerine zarar vermeye başlar. Asıl olaylar ise Ellie’nin doğum gününde filizlenir çünkü bazen ölü kalmak daha iyidir.

Hayvan Mezarlığı Filmi İzlemeye Değer Mi?

King hayranıysanız veya korku filmlerinde kitaplara bağlı kalmada belli takıntılarınız varsa (çok normal), beklentinizi değiştirmeniz ve bakış açınızı da bu doğrultuda kitaptan uzaklaştırmanız şart. Genel düşündüğümüzde kitap uyarlamaları konusunda beklentiniz ne kadar düşükse, o kadar mutlu olursunuz. Bunun nedeni her sayfa, filmin her sahnesinde yer almaz ve “herkesin” izleyebileceği şekilde yeniden şekillenir. Bu konu bir yandan iyidir ki insanları kitabı okumaya meraklandırır, bir yandan kötüdür ki kitabına hayran olanlar maksimum zevki almak adına her detaya dikkat ederken bulurlar kendilerini. Hayvan Mezarlığı da tam olarak böyle bir film.

Eğer Hayvan Mezarlığı kitabını okuduysanız, filmin nasıl ilerleyeceğini ve en önemlisi sonlanacağını biliyorsunuzdur. Malum, olay King olunca zaten sonlar konusunda pek şen şakrak gülüşler beklemek saçma olur. En azından ucu açık olma noktasında. Sonuçta King işin içerisine girince, sorgulama kısmı her zaman gizli köşelerde saklıdır.

Hayvan Mezarlığı’nda ilk gözünüze çarpan detay, karakterlerin belli noktalarda değişmesi. Özellikle karakter isimlerini ve değişikliklerini tabii ki yazmayacağım. Henüz o kadar acımasız değilim (yazar burada sinsice gülümsüyor).

Gerek 89’daki film, gerekse kitap olsun 2019 yılındaki yeni Hayvan Mezarlığı kendi tadında ilerliyor. Bu yol kimi zaman çarpıklaşıyor ve doğal olarak bazı değişimlerde ayağınız takılıyor.

89’daki film ve 83’teki kitap arasındaki en büyük fark Ellie’nin varlığıydı. Şimdi ise aynı durum ailenin tüm yapısı ve sonuçla ilişkili olarak değişmiş durumda. Fragmanı izlediyseniz veya en azından film afişlerini gördüyseniz, Church sonrasındaki kurbanın kim olduğunu az çok anlamışsınızdır. Film, değişiklikler silsilesi içerisinde boğulurken korku ve gerilim konseptinden çıkmaması, ambiyansı başarılı yansıtması sayesinde kendisini izletmeyi başarıyor. Özellikle Rachel’ın kabusları filmde başarılı tasfir edilmiş. Rahatsız etmesi de işin albenisi. Tabii ucuz ani korku ve yüksek ses konusunu es geçersek, özellikle Hayvan Mezarlığı’nın kendisi ve Wendigo konusunda ekrana kilitleneceğiniz kesin. Bol sis, ürkünç çevre modellemeleri ve kedi mırlaması eşliğinde ilerleyen Hayvan Mezarlığı, oyunculuk noktasında Louis karakterine hayat veren Jason Clarke’in başarısını tekrar ortaya koyuyor.

Kısacası Hayvan Mezarlığı, çokça değişikliğin yanında türünün hakkını vermeyi başaran ilginç bakış açılarının hayat bulmasıyla şekillenmiş filmlerden. Muhtemelen bu film, çok sevilecek ya da nefret edilecek özellikle dolu olacak. Gerek karakterlerin kullandığı klasik sözler, farklı göndermeler veya filmdeki ürpertici müzikler, gerekse farklı bir sonla öne çıkan filmin sonunda kitaba dalarken bulabilirsiniz kendinizi. Şimdiden iyi seyirler.

Shazam Filmi Nasıl Olmuş? – İzledik

Ceyda Doğan Karaş
86 doğumlu. Evli, mutlu, Tauren'li. Star Wars, Doctor Who, Yu-Gi-Oh ve Blizzard delisi. 93'ten beri video oyunlarıyla fazla uğraşıyor ve hayatı onların üzerine şekilleniyor. Korku, macera, psikoloji kitap ve animelerine bayılıyor. Koyu Beşiktaş taraftarı ve cosplay organizatörü. Ayrıca cosplay, vazgeçemediği hobilerinden sadece birisi.

Mustafa Yiğit, SIEH Ülke Başkanlığı Görevine Atandı

Previous article

Dumbo Filmi Nasıl Olmuş? – İzledik

Next article

You may also like

More in Sinema