Gerilim ve korku noktasında birçok izleyicinin beklentileri bellidir. Kimi zaman ortamı tatlandıran ani zıplatan sahneler ve müzikle ayak uyduran kovalamaca. Tabii ki korku denilince, herkesin damak zevki farklı. Kimisi doğaüstü konuları sever, uçan pencereler, insanların içine kaçan ruhlar, milletin çoluğunu çocuğunu kaçıran cadılar ve dahası. Kimisi ise seri katiller, beş gencin kampta yalnız kalıp hayatta kalmaya çalışması veya psikolojik detaylarla süslü sağ gösterip sol vuran sonlar.
Ülkemizde Biz olarak 22 Mart tarihinde vizyona girecek olan Us, gerilim ve korku noktasında her şeyden biraz barındırıyormuş gibi gösterip aslında bir noktada sonunu kolayca tahmin edebileceğiniz filmlerden.
Yazdıklarım sizi mutsuz etmesin, zira konu gerilim olunca ve altında psikolojik detaylarla süslü insan zihni olunca merakınızdan koltuğunuza kilitlenmeniz de ihtimaller arasında.
Başrollerde Lupita Nyong’o (Adelaide Wilson / Red), Winston Duke (Gabe Wilson / Abraham), Shahadi Wright Joseph (Zora Wilson / Umbrae), Evan Alex Evan Alex (Jason Wilson / Pluto), Elisabeth Moss (Kitty Tyler / Dahlia), Tim Heidecker (Josh Tyler / Tex) gibi isimlerin yer aldığı filmin yönetmen koltuğunda Jordan Peele oturuyor.
Biz Konusu
Film, oldukça karanlık bir geçmişe sahip olan Adelaide’in hayatına odaklanıyor. Adelaide, küçüklüğünde korkunç bir travma yüzünden insanlarla konuşmakta zorlanır. Aradan geçen yıllar sonra istediği hayata ulaşır ve onu seven bir eşe, iki güzel çocuğa sahip olur. Huzurlu geçen hayatlarının bir yaz sezonunu Kuzey Kaliforniya’da sahil kenarında bulunan evlerinde geçirmeye karar verirler.
Adelaide, çocukluğunda yaşadıklarını tekrar anımsar ve sahilde paranoyaklaşmaya başlar. Sahil gezileri sonrası evlerine dönen Tyler ailesi, gece çöktüğünde onları kapılarının önünde bekleyen dört kişiyle karşı karşıya bulurlar. Evlerine saldırıyı gerçekleştiren bu dört kişi, aslında Tyler ailesinin birebir kopyasıdır ancak sadece görünüşte.
Adelaide, Gabe, Zora ve Jason, kendi kopyalarına karşı hayatta kalmaya çalışırlar. Ancak hiçbir şey göründüğü gibi değildir.
Biz, İzlemeye Değer Mi?
Söz konusu soru işaretlerinin yanında psikolojik gerilim, biraz da katil kafasını seviyorsanız filme şans verebilirsiniz. Genelde psikolojik korku kısmında geçişleri fark etmek veya verilen mesajı anlamak yorucu gelebilir. Biz, bu noktada izleyiciyi tatmin etmeyi başarıyor. Özellikle müzik seçimlerinde ortamdaki gerilimi üst noktada tutuyor.
Kimi zaman saçma esprilere gülüyor, kimi zaman kopyaların nasıl ortaya çıktığını anlamaya çalışıyor ve hatta daha ötesi, acaba yaşananların gerçek olup olmadığını sorgulamaya başlıyorsunuz. Tabii bir noktada bu tarz filmlerle sık sık zaman harcıyorsanız, sonunda neler olacağını az çok biliyorsunuz demektir.
Filmi izlemeden önce ne kadar az şey bilirseniz, o kadar zevk alacağınızı unutmayın. Mümkün mertebe internetten kaçın. Peele’in Get Out filminden sonra böylesine sinsi bir çıkışı gerçekleştirmesi birçok noktada aslında hayranlık uyandırıcı. Filmin sonunu tahmin edebilmek veya olacakları daha başından bilmek, Biz’i kötü yapmıyor. Aksine, verilmek istenen mesajı daha iyi anlamamızı sağlıyor.
Film ilerledikçe olay sadece katil ve kurban kovalamacası değil, Dünya’nın kriz anında yaşayabileceklerine kadar değiniyor. Maço baba rolüne bürünmeye çalışan Winston’ın çaresizliği, korkak rolünden vahşi bir anneye dönüşen Adelaide’in filmdeki üstünlüğü hemen fark ediliyor.
Filmdeki son fikri asla göremiyoruz, aslına bakacak olursanız herkesin ölmesini veya ailelerin birbirini katletmesini falan bekleyebiliyorsunuz. Ancak bir şekilde senaryo farklı bağlanıyor. Olay, her insanın bilinçaltında ne gibi cevherleri sakladığı ve bu noktada kimi zaman korkutucu sonuçların ortaya çıkabileceği.