- 69paylaşım
- 68Facebook
- 1Twitter
Son zamanlarda birçok filme verilen kötü “puanlama”, onları daha izlemeden yargılamamıza neden oluyor. Basit bir örnek vereyim, ben The Babadook filminden gerçek anlamda nefret etmiştim. Sürekli vızırdayan bir velet ve aslında sonu belli olan rahatsız edici bir psikolojik gerilimdi. Muhtemelen bana kızacaklar olacaktır ama yani hissettiğim tam olarak bu. Sıkıldım, sinirim bozuldu ve “buydu muydu şimdi” diyerek gidip üzerine The Cabin in the Woods falan izledim. Alaka yok da işte geceyi öyle bitirmek kötü olurdu. Konuyu bir şekilde bağlayacağım, okumaya devam edin.
Bazı filmler özünde izleyici eğlendirir ve belki de esinlendiği atalarına çok benzemez ama sonuç olarak salondan mutlu çıkarsınız. King Arthur: Legend of the Sword veya The Dark Tower. Bu filmlerin puanları oldukça düşük. Peki neden? Mantık mı aradınız filmlerde “hani fantastik olmalarına rağmen”? Ya da işte kitapla, çizgi romanla ya da neyse ondan “birebir alıntı” değil diye mi yerildi? Bu kafaları anlamak bana zor geliyor. Sonuç olarak salondan çıktığımda muhabbetini edebileceğim konular işlenmişse, o film olmuştur. Belki ikinci kere izlenmez ancak yeterliyse neden tavsiye etmeyesin. İşte Venom da böyle bir film. Kötü değil, çok iyi asla değil ancak kesinlikle izlenmeye değer.
Hikayemiz: Gazeteci olan Eddie Brock (Tom Hardy) yıllardır Life Foundation’daki (Yaşam Vakfı) bilim insanı Carlton Drake’i (Riz Ahmed) alaşağı etmeye çalışmaktadır. Kariyerini ve kız arkadaşı Anne’le (Michelle Williams) (alt yazılarda Annie ve Anne olarak gördüm ama imdb sayfasındaki bilgiye göre hatunun adı Anne) ilişkisini mahvetmiş bir saplantıdır bu. Drake’in deneylerinden birini araştırırken uzaylı Venom, Eddie’nin vücuduyla birleşince, Eddie birden bire müthiş süper güçlere ve hemen hemen her istediğini yapabilme imkanına kavuşur. Karanlık, öngörülemez ve öfke dolu Venom, Eddie’yi kendisinin de güçlendirici ve baş döndürücü bulduğu tehlikeli yetenekleri kontrol etmeye çalışmak zorunda bırakır. Eddie ve Venom aradıkları şeyi bulmak için birbirlerine ihtiyaç duyarken, gitgide bütünleşirler —Eddie nerede bitmekte, Venom nerede başlamaktadır?
Teknik detaylar: Columbia Pictures, Marvel işbirliğiyle, bir Avi Arad-Matt Tolmach-Pascal Pictures yapımı olan Venom: Zehirli Öfke’nin başrollerinde Tom Hardy, Michelle Williams, Riz Ahmed, Scott Haze ve Reid Scott yer alıyor. Filmi ise Ruben Fleischer yönetti. Marvel Comics çizgi romanlarına dayanan filmin senaryosunu Jeff Pinkner, Scott Rosenberg ve Kelly Marcel; senaryo hikayesini ise Jeff Pinkner ve Scott Rosenberg kaleme aldı. Venom: Zehirli Öfke’nin yapımcılığını Avi Arad, Matt Tolmach ve Amy Pascal; yönetici yapımcılığını ise David Householter, Stan Lee, Kelly Marcel ve Tom Hardy üstlendi. Filmin görüntü yönetimi ASC’den Matthew Libatique’in, yapım tasarımı Oliver Scholl’un, kurgusu ACE’den Maryann Brandon ve Alan Baumgarten’ın, kostüm tasarımı ise Kelli Jones’un imzasını taşıyor. Görsel efektler amirliğini Paul Franklin’in gerçekleştirdiği filmin müzikleri Ludwig Göransson’a ait.
Film, birçok eleştiri sitesinde şimdiden yerin dibine girmiş bile. Tom Hardy’si sevmeyen, Venom’un modellemesinin çok kötü olduğunu yazan veya filmin çizgi romanla hiç alakası olmamasından bahsedilmiş. Gerçek şu ki, bunların hepsini kenara bırakın. Yazmak istediğim çok önemli bir detay var ki yazamıyorum çünkü spoiler sayılır, o yüzden sona bırakıyorum. İsteyenler direkt yazının son kısmına geçebilir. Ufak bir ipucu, neden Venom fragmanında kostümde Spider-Man logosu yok? *bomb has been planted*
Normalde Spider-Man olmadan Venom olamaz. En azından benim düşüncemde böyle. Eddie, Peter’dan nefret eder ve onsuz bu durum, Venom’un tüm varlığını hiçe saymak oluyor. Tam olarak Spider-Man’in zıttı gibi düşünülen Venom, filmde sağa sola ağ atarak ilerlemiyor. Daha çok kas gücüyle öne çıkıyor.
Filmin mükemmel olmasını sağlamanın en iyi yolu, Sony’nin barındırdığı tüm Marvel karakterlerinden vazgeçmesidir ki bunlar 900’den gazla ve bunu yapacak gibi durmuyor. Bu yüzden insanların yermesini de çok mantıklı buluyorum. Sony ve Marvel Studios arasındaki tuhaf ilişkiye hepimiz alıştık. Sony, Marvel Cinematic Universe (MCU) tarafında kendilerince devam ettirdikleri evrende Black Cat, Silver Sable, Morbius ve Kraven’in filmleri planlanmaya başlanmış bile. Şimdilik Sony, Tom Holland’ın MCU’da Spider-Man karakterini oynamasına izin veriyor. Bununla birlikte doğal olarak “kendi” Spider-Man filmlerini yapmıyorlar. Tabii bu durum Venom’u etkilemiyor çünkü o Spider-Man’in kendisi değil (şimdi yazının sonundaki spoiler kısmını okumak istiyorsunuz değil mi?). Ek olarak Silver Sable ve Black Cat ile Morbius filmini de unutmamak gerek. Muhtemelen bu iki arkadaş arasında bir bağlantı olacak da bakalım.
Özette Venom, bekleneni vermiyor ancak sağlam bir aksiyon filmi olmasıyla öne çıkıyor. Genel anlamda Venom/Spider-Man serisini çizgi roman kısmında sürekli takip ediyorsanız, hayal kırıklığına uğrayacaksınız ve beklentiniz Marvel evrenindeki birebir Venom’un beyazperdeye geleceği konusuysa, hiç filme bulaşmayın. Ama sırf Venom seviyor ve 3D/IMAX karışımı tatlı bir keyif yapayım diyorsanız, filme şans verin. Zira Eddie ve Venom arasındaki konuşmalar, kovalamaca ve dövüş sahneleri bayağı iyi. Özellikle Venom’un gerçek anlamda yaratığa dönüştüğü sahneler “voav baby” tepkisi verdirecek cinsten.
Kısacası türüne uygun olarak “çoğunluğun” sevebileceği filmimiz, görünen o ki fan kısmını bayağı üzmüş. Kişisel olarak Spider-Man evreninde özellikle Venom ismini pek severim. Tam olarak iyi değildir ancak çıkarı varsa, “neden olmasın” kafasına eriştiği noktalarda hayranlık uyandıracak seçimler yapabiliyor. Filmde bu mesajı alıyoruz da pek tabii ki eksik noktalar gözden kaçmıyor. Son olarak filmde bizi bekleyen 2 son var. İkinci son, tam olarak Venom’la bağlantılı değil ancak bağlanacağından eminim (en azından umuyorum).
Gelelim spoiler kısmına: Filmde neden Spider-Man yok? Spider-Man ve Venom aynı evrenin bir parçası. Açıkçası filmden spoiler almamak adına her türlü yazılı kaynaktan kaçtım. Spider-Man: Into the Spider-Verse ismini kesin duymuşsunuzdur. Teorim Spider-Man’in (muhtemelen açıklanmıştır ve ben spoiler almayayım diye okumamışdır falan), Miles Morales’i yetiştirmek üzere diğer Spider güçlerine sahip olan elemanlarla takılmakta olduğu. Bu sırada da Venom, ortalığı dağıtmakta. Aslında dağıtmak değil de kendi çıkarı için Eddie’ye yardımcı olmakta desek daha doğru. Zaten PS4 özel olarak çıkan son Marvel’s Spider Man oyununda da Miles ile tanışmıştık. Şimdi ise Spider-Man: Into the Spider-Verse ile olaylar oldukça ilginçleşecek.
Ek olarak Los Angeles Times’a röportaj veren yönetmen Ruben Fleischer, Spider-Man olmadan onun evrenini önden yaratmanın daha kolay olduğunu da belirtmiş. Açıkçası Spider-Man’siz Venom’un saçma olduğunu kabul etmek zorundayım.
Filmin fragmanına baktığımızda Venom’un Spider-Man logosuna sahip olmadığını da görüyoruz. İşte burada ortalık karışıyor sıkı tutunun, filmde aslında kostüm olarak değil de Venom, gerçek anlamda yaratık kıvamında. Yani vücudu saran daha ince tabakalı uzaylı yaşam formu konumundan çok kas gücüyle öne çıkıyor. Beyaz gözler daha ince ve vahşiliğinden çok dramatik bakışlara sahipler. Kabul, kafa koparma kısmında pek dramatik değil ama Venom, filmde daha kararsız ve Eddie’ye muhtaç.
Orijinal çizgi romandaki hikayede Peter Parker, Venom’un ilk ele geçirdiği insan. Yaşam formu yani Venom, Peter Parker ile ilk bütünleştiğinde onun örümcek güçleri yüzünden Spider-Man karakterini benimsemeye başlıyor. İşte bu noktada Venom, Spider-Man logosunu kullanmaya başlıyor. Onun gibi binalar arasında zıplamak yerine ağ kullanmaya ve duvarlarda yürümeye başlıyor çünkü Venom, girdiği bedene göre hareket ediyor. Ancak Sony, bu kısmı tamamen yok ederek Venom’un ilk insan ilişkisini Eddie Brock’a bağlamış durumda. Bu yüzden Venom filminde ne Spider-Man, ne de Spider-Man logosuna denk gelemiyoruz. Venom’un hikayesi bambaşka noktalara sürüklenmiş durumda.
Devamı var daha durun, 2000’lerde Marvel “Ultimate Comic” evrenini düzenlemişti ve bazı karakterlerine bambaşka bakış açısıyla yaklaşmamızı sağlayarak, MCU’nun arka planına da zemin hazırlamıştı. Çok daha önemlisi Ultimate versiyonunda Venom, Peter Parker ile geçirdiği zamanda “çok az” etkilenmişti. Yeni bir kökene sahipti ve Eddie’nin bu yaşam formunu vücuduna aldığında tamamen siyah bir yaratıktan ibaretti, göğsünde de sembol yoktu. Ultimate çizgi roman serisi Venom’u daha tehlikeli yaratık olarak portreledi, hatta Eddie’nin “çok zor” kontrol ettiği bir yaratık. Ağları kullanmak yerine, arabaları fırlatabilecek güçte kendisinden çıkan dalları vardı.
Film, tıpkı Ultimate versiyonundaki gibi vahşi ilerliyor. Venom, bol bol etrafı yıkıyor ve Eddie de kontrol kısmında oldukça zorlanıyor. Aralarındaki ilişki de Ultimate versiyonundaki gibi. Eddie, başlarda tam olarak olayı anlamıyor falan ve durumu da uzun bir süre kabul etmekte zorlanıyor.
Venom’un kostümü pek tabii ki bazı noktalarda hayal kırıklığı. Tam olarak çizgi romandaki olmayabilir, insan Spider-Man logosu olmayan Venom’u bayağı yadırgıyor da olsun, hiç yoktan iyidir kafasını yaşamak da önemli. Bu konuda saatlerce yazabilirim ve daha derinlere inebilirim. Şimdilik konuyu burada kapatalım. Filmi Ultimate evreninden esinlenmiş gibi düşünüp, başarılı aksiyon filmi diye sınıflandırmak izlenme kısmında daha fazla eğlenmenizi sağlayabilir.